dayanamıyorum yokluğuna
allah aşkına benide götürün
bu yalan dünyadan
neyim kalmış ki yasamak için
hep hicranla dolu bir hüzzam
doğduğum yerin hasreti o çıplak dağların alevi
korkularımdan belliydi olmazsa olmazın sonu ölüm
asiyim tekdir bile fayda vermez azrail’e
gecelerin kıyısında yaşadım durdum
bütün ömrüme biçilecek pay bir parça gözyaşı
ölüm ilahi ölümüm mutlak
söylesin gelinin türküsünü
gülüm; kardelenler açınca
belki gelirim, olmaz biliyorum
böyle sensiz baharda gelmez
mevsimsiz kışları baharları yaşıyorum
sende gidersen ben yıkılırım
gülüm; köhne bir barınak gibiyim
mihri can düştü toprağa
bu gece bayram yeridir
özüme küsüp gidişimdir
ne bir sitem ne de bir ayrılığın hüznüdür
öylesine garip düşlerin gövdemden çekilisidir
çalsın davullar çekilsin halaylar
cemalini gördüm eridi ruhum
meskenim yok aşkın kül olmuşum
sinende bir yangın yeridir gönlüm
azgın sularda durulur aç ruhum
deli oldum devirişten öteye
divane oldum mevlana’dan beriye
dostlar geciyor dil hanemden
geceme yansıyan kuru bir yalnızlık
içtiğim acı tütünüm,dumanında savruluyorum
uzun olsada nagmeler
cüretkar ve doyurucu degil mısralar
kalemımden düşen bin parça bela dolu sözcükler
iki ayrı gönül den bir semaya düştük
ikimizde aşk yolunda ezildik büzüldük
gözlerim mühürlendi nur cemaline
daldım ki sevdana sel olmuş ben
suskunluğum akarsularda çağlar
zaman aleyhime işler ilmek ilmek
bütün şehvetini alarak gittin bu şehirden
ömrümün en ihtişamlı zamanına acıyı işleyerek
giderken haber bile vermedin
zira hazırlıksızdım apansız gidişine
keşke haberim olsaydı da
giyinseydim kar beyazı kefenimi
gönlümün zindanı
koskoca bi ayrılıktan gelir
ölüm; durmayan bi zamanın sevgilisi
kan gülleri koklanmamış
büyümeyen umut tacirleri
gitmelerin gelmelerin adı
acze ugramış ben
geceler zifiri karanlık hasretinden
zaman ikide bir irdeliyor fikrimi
efkâr çöktükçe çöküyor tıynetime
yalnızlığımın üstüne
acizliğim gölge gibi çöküyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!