bUzlU sİslEr sIcAk bUhArlAr – 04

Habibe Merih Atalay
496

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

bUzlU sİslEr sIcAk bUhArlAr – 04

ç O k E m E k v E r A z b İ ç

Gizlemenin bir anlamı yok artık.
Bunu daha çok seviyorum
Ondan, bundan, şundan,
Diğerinden, ötekinden, berikinden.
Sakıncası var mı?
Hani yalpalıyorum da.

Tabutların gömülü olduğu mezarların
İçine sızan bir şey vardı ya hani,
Neydi o hülyalı bakışlarında okuduğum?

Adını söyle bana dostum.
Anlam, enlem, boylam
Derinlik olan.
Sağım solum-önüm arkam, sobe;
Ebe saklanmayan!

Kulağım misafir yerin tıkırtılarına
Davetiyesiz:

Ben bir Ortaçağlıyım.
Ben bir Romalıyım.
Ben bir Yahudi’yim.
Eski Mısırlı.
Yunanlıyım.
Ben bir Mezopotamyalıyım.
Eski Yakın Orta Doğulu.
Hintli.
Rusyalıyım Ben bir.
Ben bir Çinliyim.

İslâm’ım ben de, Musulmane.

Misk kokulu basit müzik.
Değişen. Mayalanmasını durduran.
Koparan, kesen, bozan, sakat isyancı ve dilsiz.

Zalim kereste tüccarı.
Yedin bitirdin yemyeşil güzelim ormanları.
Sarığına renk olsun, al sana uçsuz bucaksız çöller.
Su! Su! Birazcık su! diye dilenirken
Mezarlarında ölüler soracak hesabını,
Dünya tarihinin sonsuzluğunca sonsuz.

Tam tası tarağı toplayıp
Yola koyulmalıydım ki artık,
Ayaklarıma yöneldi bakışlarım, daldım öylece.
Gitmek istemez mi ayak Sen hadi deyince?
İstemedi işte o bir çift ayak.
Sanki ağızsız bir dildi dilsiz ağızda.
Konuşuyordu ne dediği anlaşılmaz kelimeler ve taşkın bir istekle:
- Yağmurun sana verdiğini vermeliydin insanlarına.
Féconder benim adım.
Velûd da derler sizin oralarda bana.

Anlıyorsun ya: Çok emek ver az biç.

Uzağında mıyım dostum, yakınında mı?
Sönük mü geliyor sesim, parlak mı?
Değiştirmeli bu plâğı artık değil mi Sevgili Dostum…

Habibe Merih Atalay
Kayıt Tarihi : 14.7.2009 16:55:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Habibe Merih Atalay