Cemal Süreya’nın “Şairin hayatı şiire dâhil” meselesi, geçen yıl da garp-ı mesele, şark-ı mesele dönüştü. Benim gibiler, bunu mesele yapmakta yarar var, dedilerse de, duyan olmadı. Önce atasözüne sonra hatasözü’ne dönüşmüş bu Cemal cümlesini elinden tutup ayağa kaldırmak, şairin sağlamasını şiirle de yapmak ümidi suya düşmedi ama yeni yıla, yıllara kaldı…
Şairler geçen yıl da, hayatı, dünyayı, insana dair tüm halleri tartarak kendilerini tartıdan muaf zannettiler. Şairlerin tartılacağı teraziden kimse söz etmedi. Şairi, hayatla mı, hayalle mi, maddeyle mi manayla mı, teoriyle mi, pratikle mi, neyle tartacağımızı biz ümmilere söyleyip sevap kazanan olmadı.
Geçen yıl da, şair yalnız olsa da yanlış olmamalıdır, diyenlere hücre cezası verildi.
Biyolojik yaştan söz etmediğini, devletlerin boşlukları sevmediğini vurgulayarak; son yıllarda etrafın yanlış yaşayan ve yanlış yaşlanan şairlerle dolduğu beyan edilse de cezasını çekti. Hayata, insana, “öteki” kavimlere, “öteki” dillere yanlış dokunmak, yanlış oturup kalkmak geçen yıl da hükmünü sürdürdü…
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta