Buyur Der Sadece! Buyur! Şiiri - Sevinç ...

Canım ceddim! Ruhlarınız nur olsun!
Sizleri andım bu şafak vakti Fatiha okuyup
Dua ettim, ağladım ve düşünmek isteyince

Her Tarikat hortladıkça kim bilir neler çektiniz
Ne düşünmek kar ediyor, ne davet, öyle şirret ki
Her ihtar onlara daha azgınlaş diyor sanki
Karanlıklarda fısıldayan bu ruhluluk denilen mi?
Bu yüzden ampul, çıra silahtır pusu ile ölümlere
Işığın sadece karanlığı gizleyen resmiyle
Dil ama çok sürmez, şakır bülbül gibi, an gelirse…

Akıl bulandıran, herkesi kendi dozunda ıslatmak
Takatak! Ey Takatak o an, ben de meydandayım!

Gürül gürül sesim, sade imanın, temiz bağrımla pırıl pırıl
Parlayacağım vatan toprağı varlığı bütünlüğünce
Tohumları asırlardan asırlara evin, zengin renkleri
Er evladıyım! Adımı sevgiden aldım, barış okşadım

Bana verilen bu oyuncaktı, kucakladım sımsıkı sarılarak
Huzur, refah, vatan, insanlıkta, anlayışı korumak anladım
Ben büyüdükçe, o daha çok gelişti, birlikte keşfettik
Para, şöhret, kabıyla belli olanında, şirretlik ayıp dedim!

Kürt, ermeni, dinci silsilesi işlenmezse şirretlik yatağı
Öyle ki; Tavuk denilseydi horoz gibi öter, eşinirdi elbet
İki ayaklı olmasıyla benziyor insan ailesine ve bir de
Keçiler bir mevsimde, teke tek, tak da tak, tok da tok diye
Toslardı güç kontrolüne, onları sevdim
Keçiliği huy edinmedim, yaşamları güzel diye sevindim
Analar süt sağar ahırda, huzuru titizlikle gözetler babalar
İnsan gelip tepinen, gidip kişneyene meydan değil Asya!

Takatak bu an, sinsi emeğin sürüngeçliklerinde geldi
Takatak! Ey Takatak o an, ben de meydandayım!

Canım ceddim! Ruhlarınız nur olsun!
Sizleri andım bu şafak vakti Fatiha okuyup
Dua ettim, ağladım ve düşündüm ki

Tek nefes haram olsun bana, söylemezse dilim
Düşünmezse geçmiş, bugün ve gelecek toplamında aklım
Görmezlikten gelirse gözüm
Tozu dumanı, eşinen her kimse, dur demezse yüreğim
Duymazlıktan gelirse kulağım
Her sözü kırk yarar bir tartmaya üşenirse gönlüm
Tıkarsa burnum kendini
Nereden ve neden oluşan bu kokuyu
Sağır, sığır, kör, dilsiz gönlü boş şirretin takatak havasını

Bu millet incitilmez! İncitilememeli! Buyur der sadece!
Buyur! İster buradayım dediğimi anla!
Buyur! İster dikkati uyarmaya ihtar, ister tanışma gereği
Hoş geldin demem arsızlığa!
Adını bu tanışmanın, koymuş olduğumuza tanığım derim