Şehirdeki afişlerde bu yazıyı ''Büyük Düşünün.'' görünce, ben de bir ara büyük düşüneyim dedim. Siz de zaman zaman büyük düşünür müsünüz? Bilemedim ki büyük düşününce, insanın yaşı mı büyüyor, boyu mu uzuyor, ayak numarası mı fazlalaşıyor... Gerçi benim ayak numaram kilo alınca bir iki numara büyümüştü hakikaten...
Bir fabrikatör olmayı hayal etsem mesela, ayakkabı fabrikam, hatta fabrikalarım olsa, alay eder mi tanıdıklarım, arkadaşlarım benimle... ''Oooo birader dost başa düşman ayağa bakar dosttuk düşman mı olduk şimdi.'' derler mi? Derler, belki de demezler, benim hüsnü kuruntum...
Bir tane eski püskü bir arabam var on yaşında yaklaşık, hadi büyük düşüneyim de bir spor Mersedes ya da BMV marka araba alayım desem, yok aga yok, ne mümkün, bu kazançla ancak Mersedesin tekerleklerini belki bir iki de koltuğunu satın alırım... Amaaan kafana taktığın şeye bak Ahmet, Mersedes dediğin de nedir, bir demir yığını, ruhu bile yok...
O kadar senelerdir yazı yazıyoruz, İnternet Sitelerinde... Hayal etsem büyük bir yazar olmayı, onlarca kitabım olsa, bu sefer de Fikret Hoca'ya ayıp olacak, dostuma söz verdik, kitap sahibi olmayacağız diye, öyle ya ''Kitapsız Şairler'' Facebook sitesinin bir üyesiyiz bu güne bugün... Atar beni sonra Fikret Hoca gruptan billahi, ben de bu acıya dayanamam... Sonrası da zor, gelsin imza günleri, gitsin toplantılar oturumlar, selfilerden bir kaç demet, dertsiz başını derde sok Ahmet...
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta