Büyüdüm! Şiiri - Ahmet Emer

Büyüdüm!

02.01.1956 Nere 02.01.2017 nere? !
Ne kadar da yıl geçmiş öyle!
Sözümona büyüdüm, nasıl büyümek bu böyle? !
Tuğlanın taşların üst üste koyarak örülmüş baca de, kuyu de, söyle!

Başımda çifte koşulacak beygir hamudu cpap maskesi; koşum yan kayışları gibi hortumu burnumda;
Ağzımda haritalaşmış dişlerimi koruyacak gece plağı, kapçık;
Boynumda fıtık koruyucu dizlik;
Ayaklarımda deformasyon önleyici pranga, atel;
Hırsız girse yatak odama, görürse beni öyle kaçar hemen oradan…
Ben nereye geldim öyle, nasıl bir yaratık bu böyle?
Uzaylılar mı kaplamış orta yeri, cinler periler mi basmış bu evi? !
Gündüzünkine benzemiyor hiç gece görüntüm bu şekilde!
Sözümona büyüdüm, nasıl büyümek bu böyle? !
Keşke hiç büyümeseydim de, çocuk kalsaydım öyle! ..

Büyümek mi bu yani şimdi söyle?
Hükümetin kişi başı ulusal geliri yanlış hesapla bir gecede 9 milyon dolardan 11 milyona çıkardığı gibi öyle!
Çağdaş eğitimle olur büyüme İmam-Hatiplerle olmadığı gibi söyle.
Bilimde, kültürde, sanatta, sanayide olur de!
İç Anadolu’ mun burnunun direğini sızlatan ekmeğimin ununu,
Hayvanımın yiyeceği samanı, kurbanlık danayı dışarıdan almadan; köylüyü tarlaya, üreticiyi hayvana küstürmeden olur de!
Haşhaş ekerdim eskiden özlerimde, gelincik tarlası gibi olurdu her yan allı morlu, beyazlı!
Pancar ekerdim diz boyu çamur toprakta, bel gibi kalın kökleriyle damar damar tat!
Nohutlarım boyumu aşardı çakıldaklı koyunun kuyruğuydu sanki!
Harımlarım sebze güzeli boy boy, sıra sıra, başlarında dikili meyve ağaçları olurdu türlü çeşitli.
Kırlarımda erik, elma, kiraz, vişne, kayısı ağaçları dalları yerde.
Arıyorum o ağaçları şimdi nerede?
Şaraplığı unut, yemeye üzüm mü kaldı ovalarda?
Trakya’ da Marmara’ da güne bakanım, gündöndüm, ayabakanım, İç Ege/Anadolu’ mda günaşık, çarkıfelek, avarem eğlenceliğimdi sararan yüzüyle!
Lav gibi yakan tütünüm Ege’ min, Çukurova’ mın yumuşacık örten pamuğum gitti gider, sit oldu!
Karabaş’ ım, akbaşım kırmalaştı, sürü mü kaldı ki insan kümesinden gayrı? !
Katır dersen ara ki bulasın eşek yalnızca birilerine iltifat kaldı!
Camuş de, istersen camız de, manda de bir parmak yağı sütünün üzerinde şimdi efsane, kara boduğunu ara ki bulasın!

Dinine ettiğimin dindarım diyeni mi etti tüm bunları böyle?
Nasıl dindarlık ki Müslümanlık böyle mi söyle? !
Her şeyim var iken muhtaç etti beni elin gavuruna!
Sözde kendine yeten dünyanın yedi ülkesinden biriyken, bırakıverdi oluruna!
Ben söylememiş olayım, sen de duymamış ol da yaşayalım biraz daha!

Yani şimdi ben büyüdüm mü?
Yurdumun, ulusumun büyüdüğü gibi mi?
Böyle büyümeye büyüme denir mi?
Bu yalansa böyle yenir mi? !