Küçücük saksısı içinde bir fesleğen dururdu penceremin önünde
Biliyordum, bir gün pas tutmuş kilidi açılacaktı penceremin,
sıcak rüzgarlar okşayacaktı saçlarını fesleğenin
ve kokusu içime dolacak, sen olacaktım, biliyordum …
……….
kırmadığım camlara takılırdı gözüm, üzerlerine düşen mavi gökyüzüne
çocukluk işte, birden nedeni bilinmez sancılı bir hüzün dolardı içime
susuz çeşmelerde yıkasam geçmez, koşsam olmazdı çiçeksiz bahçelerde
ağlardım iki gözüm, nasıl ağlardım
iki gözüm-iki çeşme.
/ağlardım, gözyaşlarım yalancıydı, doğruyu hiç söylemezlerdi….
sevmemiştim öğretilen dersleri, coğrafya dorukları ve mavilerinden başka
girmezdi hiç biri aklıma, yelken açardı gözlerim atlas denizlerine takılınca
yönümü ne kolay da bulurdum, yakamozlara sevda gibi dudağımı uzatınca
dalga olurdum ayışığım, dalgalanırdım
hiç durulmamacasına.
/dalga olurdum, deniz gözlü, deniz bakışlı, deniz gözleriyle denize bakan bir kaptan…
bahar zamanlarında solarken fidanlar, güneş tam doğdu-doğacak derken
ihtilal cehenneminden gelen kitaplarla ışırdı beynim, güneşten daha erken
sonrası bildik dikenlerle parçalanan ayaklar, jilet keskini yollarda yürürken
canım çok yanardı yoldaşım, kötü yanardı
o günlerde yaşarken.
/canım yanardı, karanlıktan korkumla bütün zincirleri ateşe atar, yakardım…
sır gibi saklanan mola yerlerimde, sadece derin bir soluk ya da çay içimi belki
yolculuğun derdim işte en güzel yeri, ama devam biletim bekletmeden kesilirdi
offf bir mermi hangi kovuktan çıkıp gelecekse gelse de, parçalasa yüreğimi
beklerdim sensizliğim, beklerdim
davetiyeli çığlık gibi.
/ve beklerdim ki sona varmadan son mola yerinde, firarımı yaşayayım yüreğimde…
ve şimdi bir dalgakıran üstünde, uzak duruyorum dünden kalma dalgalardan
hepsinin kokusu aynı yosundan, acılı öyküler gibi süzülüyor damarlarımdan
ama ben biliyorum gene de, çıkıp geleceğini söylüyor bir ses uzak yollarımdan
birgün a benim beklediğim, bir gün
belki bugün yarına kalmadan.
/bir gün gelecek, denize açılacak son yelkenli senin ismini taşıyacak…
bugün; bütün zamanların dışında olmalı, işte ilk adımın ve girdin kapımdan içeri
sahipsiz taylar gibi titretiyorsun yüreğimi, güneşten doğmuş başka güneş gibi
açılıyoruz birden bize çıkan bütün sokakların başına, havamız fesleğen rengi
işte şimdi canımın içi, hemen şimdi
sevmeye yeniden başlıyorum seni
/işte şimdi canımın içi, eski bir şarkının nakaratına saklıyorum gözlerini….
Cevat ÇeştepeKayıt Tarihi : 15.9.2008 07:55:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
“gözlerinin içine başka hayal girmesin/ bana ait çizgiler dikkat et silinmesin” Zeki Müren – nihavent şarkı
çünkü ölümsüzlük sadece esaslı bir sevgide taşınır...
şiir adeta şairine göz süzüyor, şairse onu daha dün gibi yeniden ve bir kez daha seviyor..
ey sevgili duyuyor musun?
hayalim, senin tek gerçeğindir!
tebrik ve sevgimle üstadım,
Büyük bir keyifle okudum..Tebrikler,kaleminiz daim olsun Cevat bey
Biliyordum, bir gün pas tutmuş kilidi açılacaktı penceremin,
sıcak rüzgarlar okşayacaktı saçlarını fesleğenin
ve kokusu içime dolacak, sen olacaktım, biliyordum...
Kutluyorum ayakta alkışlıyorum.Saygılarımla Kemancı...
Saygımla
TÜM YORUMLAR (120)