Son çığlıklar var mavzer kokusunda. Yüreğini patlatanlar var bu sessiz hangeme de. Ah diye inliyen bir meczup var. Yolları yıllarına karışmış bir betbah. Saçlarına ölüm beyazı makyajlar haber verir ebediyeti. Yoksunluk yaşıyorkene dünya sürgünlüğünde. Bu kadar inişe ne gerek var ki diyemiyorsun bile. Dört bir yanını ezan kokusu sarar. Bir cennet kokusu seni sana biraz daha bağlar. Ki cehennemi yaşatmaya ne hacet. Şimdi yasattiklarinla yaşadıkların olacak bu kısa ve uzun hayatta. Meseleye vakıf olmadan talip olmak en bilinmeze. Anlamak... anlamak... Ve anlamak...
İkindiye bürünmek... Ne acı.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta