Boğazım düğüm düğüm
Bu kaçıncı dert, geriye sürdüğüm?
Bu kaçıncı, dirilip de öldüğüm?
25.10.2003-Bursa
..
Gülistanımda açan ey tatlı dost!
Sarı yapraklarla bezenmiş ipek kanatlı dost!
Sensin, sen Peygamberden naatlı dost!
Beni sevgiliye götürecek beyaz atlı dost!
27.04.2001-Bursa
..
Zamanı tutamadın yine
Bir nefes üflesen neyine
Feryada başlıyor, hem ney
Hem de sırra dair her şey!
03.05.2004-Bursa
..
Gitme desem de dinlemezsin ki beni
Su gibi akıp gidersin avuçlarımdan
Peşinden ararım, sorarım gölgeni
Gitme ey zaman, gitme şu gönül diyarından
27.04.2001-Bursa
..
Küstün mü zamana DOST?
Dost bildiğin CAN'a küstün mü?
Feleğin çarkları akıyor ahire doğru
Kıymet bilmediğin AN'a küstün mü?
16.10.2007-BURSA
..
Bir yastık bu kadar mı taş olur?
Ve bir başta bu kadar mı telaş?
Gözpınarlarında hapsolmuş
Asırlar öncesinden kalma
Bir kaç damla yaş....
11.09.2006-Bursa
..
Hüzün sisi çökmüş yine yürek dağına
Elem set çekmiş, hem soluna hem sağına
Bırak fâni Dünya'yı, gitmek vakti şimdi
Şimdi girmek vaktidir kabir yatağına...
04.12.2004-Bursa
..
Yüreğinden yüreğime akan
Yaz göz yaşıdır ya da kan
Meçhullere daldıran beni
Bir çile ki!
Beni bende yakan...
04.11.2004-Bursa
..
Sokakların sessizliğinde
Nefessiz yürüyen yar!
Sessiz çığlıklarını söyle kim duyar?
Gül mü sana dost,
Yoksa dikenler mi ağyar?
20.01.2007-BURSA
..
Deseler de henüz erken
Vaktidir, kardeş!
Yeşermenin vaktidir!
Ürünü tarladan,
Devşirmenin vaktidir.
04.04.2004-Bursa
..
Ak libasa büründün ey yeşil Bursa bugün
O saf, temiz karlar örttü bütün her yanı
Gözler bayram etmede, gönül vuslata sürgün
Kullar nasıl feda etmez ona, candan canı
Süt beyazından da beyazsın veliler şehri
Kaç mecnun geçti üstünden, kaç Ferhat, kaç Kerem
Sen yazdın destanını aşkın, deliler şehri
Bin başım olsa binini hak yola verem
..
Beni bu diyarlarda yapayalnız koysan da sen,
Bir gün çok uzaklardan adımı duysan da sen,
Saniyeleri saat, günleri yıl misali saysan da sen,
Unutmak ne mümkün, sen bir lahza olsun gülsen.
Gelsen ey yar, gelsen bu meçhul aleme
Bir kamere sözüm var, bir de kaleme
Ve bir gün 'öldü' derler, 'ölüme güldü' derler.
Sen nazlı yar, sakın beni benden bekleme.
Bensiz geçen günlerime sensizliği ekleme.
..
Sürgün edildi yüreğim şehirden şehire
Hissiyatımdan verdiğim bu kaçıncı fire
Her şey ayan beyan hacet kalmadı tasvire
Herc ü merc olmuş alem, ayineler tarumar
Enam üstüne oynanan bu kaçıncı kumar..
Azın azı kaldı bana, ettiğim kasemden
Tüm vücud ihtizaza durmuş bu acı semden
Elim ızdıraplar sızıyor her bir hassemden
Yürek paramparça, ruh mahpus, akıllar şaşkın
..
Evvel nara durdu, sonra nura döndü yüzüm..
Binler tokat vurdurdu yediğim her bir üzüm..
Yaza veda vaktidir, selam sana ey güzüm..
Yaşım başa yaslandı, başım binbir telaşa...
Girdabına daldığım bu kaçıncı karmaşa..
Az mıdır çoğa giden bilinmezlik nefesi..
Emanet aldı pak ruhunu beden kafesi..
Nadi nidadadır işit artık ulvi sesi..
Gözüm düşe seslendi, düşüm siyah bir taşa..
..
Ellerimde güllerin kanatan dikenleri
Yüreğime batan bu kaçıncı iftirak
Bütün bıçaklar dursun, dursun artık hep geri
Yusufu görenlere saplanmalı bir mızrak
Seferin en onulmazı hedefsiz olanıyken
Çarıksız, kumlar sıcak, gönül kalmış çorak
Selamsız gitme dur, henüz çok erken
'Ben'i 'ben'den al artık, sen 'ben'i Ona bırak.
..
Yoruldu dizler, derman arar
Ekinler büyür, harman arar
Nice başlar kurbanı oldu
Şu garib, gitmeye ferman arar
Oflamak yaraşır mı sana?
Yakışan şükürdür insana
Uzat ellerini artık
Ve avuçların açık
Dua dua, Rabbe yalvarsana
..
Ben mi seni öldürdüm, sen mi bana can verdin?
Ölümü öldürünce, yüreğine gül serdin.
Gülünün dikenleri çileye bülbül oldu
Rüzgar oldun bir zaman tatlı tatlı eserdin
Ağlamak mı gerektir gecenin zulmetine
Gelen gitmeli değil mi yürek devletine
Senden satın alıyor hakiki mal sahibi
Satmak duruyorken, söyle beklediğin ne?
..
Evvelin evvelinde,
Bir göç vardı yüreğinde.
Vuslata doğru gidiş mi, GÖÇün adı?
Yüreğinde kalmadı artık onun yadı
Susunca ellerin, şehadet zamanı
Tefriki gerektir, ömür ile anı
Sele vermelisin hileyi ve yalanı
Parayı, malı, hamamı, hanı
Sözlerinin içine suskunluğu doldur
Ölüm mü; artık O en mukim yoldur...
..
Şerefyap ol, dön yüzünü vacibül vücuda,
Rahmet eyler, gark olursun nihayetsiz cud'a
Dikkat ile nazar et bak, kalp, sır ve ruhunla
Alemlerde mahlukat Ona varmış sücuda..
Yolcusu isen yolun, müstakimi hedef tut.
Hizmette en önde ol, ücrette nefsi unut.
Acz, fakr, şefkat, tefekkürdür mesleğin senin.
Polattan değil vücudun, değilsin layemut!
..
Nice oldun, sesin gelmez niceden beri
Döndün mü yoksa sen, belde-i yardan geri
Dikenler midir gönül evine taht kuran
Hiç ettin, hiç uğruna yar kokan o gülleri.
Yazmak vakti yorgun düştü elde parmaklar
Her parmak kudsi çileden bir katre saklar
Damla damla yüreğe nakşolmuş ızdırap
Yare vuslat için adımdır tüm iftiraklar
..
Uçacak kuşlar
Gönül diyarına
Umutlar yeşerecek hep, yarına
Rüzgarla geldi selamın
Elhamdülillah!
Dildedir kelamın.
Sustu harfler,
Heceler sustu.
Önce Elif’te,
Sonra nokta da aradım dostu.
..
Uyursun, uyursun, uyanamazsın
Bir musibete maruz kalsan
Dayanamazsın!
Günlerin hep kısalırken,
Geceler noksanlığa yüz tuttu.
Ne gecen gününü
Ne günün geceni yuttu
Nihayete ererken bu çetrefilli masal
Sen hep baş kahraman
Koşturup durursun durmadan.
..
Aynada gördüğüm sen misin?
Beni yeni baştan sever misin?
Gel desem sana, gelir misin?
Yine bana ellerini verir misin?
Semaya doğru uçtu kuşlar
Yürek sensiz kaldı dünyada
Bitmedi sonu gelmez yokuşlar
Vuslat var muhakkak uhrada
..