Ne var toprak altında besleyen ki coşmuş bu yeşil
Evliyâlarla sular yeşili bu kainâta eş il
Yıldız ile hilal Bursa semasında ebedî yazıtlar
Ulucami minaresine indirdi onu Orhanlar Beyazıtlar
Güneş sevdalısıdır ezelden bu mübarek diyarın
Ufukta takılır kalır olana kadar yarın
Terketmeye kıyamaz susuzluğa bu güzel şehri
Ağlaya ağlaya akıp giderken Sakarya Nehri
Emir Sultan hâlâ Bursa uğruna fedai
Üftade'yi selamlar Yeditepe'den Aziz Mahmud Hüdai
Molla Fenari doyamaz yamaçlardan seyrine
Hala bakar durur en tepeden bu azizler şehrine
Ah Bursam!
Seni benimle, beni seninle etsinler ifade
Ruhumun ta kendisisin vatanımdan ziyade
Sırtlasam Uludağ'ı kondursam yoluna
Meydan okur tek başına Yeditepe İstanbul'una
Gönlümün ülkesisin her yürek seninle pervane
Senin bünyende olmakla mesuttur her hane
Uğruna ne ecdad gitti düşünmeden bile bile
Ah şu taş duvarlar bir anlatsa gelip de dile
Hala yankılıdır duvarların yeniçeri nallarıyla
Hâlâ çınlar Osmanlı'nın doğum sancılarıyla
Şu beldeye bir bak kendi yeşil suyu kızıl
Mürekkepler tükensin tarihe yazıl da yazıl
Ey Şehrim!
Sen sevdamsın hiç tükenmeyen bitmeyen
İnse de gözüme perdeler hayalimden gitmeyen
Bilemiyorum daha ne kadar yazsam seni yeter
Bilmem önce mürekkep mi yoksa sayfalar mı biter
İsteme Bursa benden, isteme daha fazla satır
Dayanmaz ziyadesiyle buna ne gönül ne hatır
Elveda Bursam!
Artık veda vakti ancak çok güzel özlemin dahi
Umulur ki kavuşturur sana beni tekrar İlâhî
Şimdi ayrılıyorum senden bir güneş edasıyla ancak
Bir gün gelecek o güneş toprağında batacak
2008
Muhammed Türe
Kayıt Tarihi : 24.12.2020 22:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!