Burnunda tütmek için daha kaç şiir yazac ...

Hüseyin Erdinc
136

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Burnunda tütmek için daha kaç şiir yazacağım

Söyler misin burnunda tütmek için, daha kaç şiir yazacağım

Söyler misin burnunda tütmek için,
daha kaç şiir yazacağım?
Kaç defter dolduracağım,
kaç kâğıdı yakacağım,
kaç gece uykusuz kalacağım?

Bir dizeye sığmıyor özlemin,
bir kitaba bile sığmaz aslında.
Çünkü senin yokluğun,
bir kıtanın yalnızlığı kadar geniş,
bir okyanusun suskunluğu kadar derin.

Her nefes alışımda
senin eksik kokunu arıyorum havada.
Hangi rüzgârı solusam
içinde biraz sen var,
ama hiçbiri tamam değil.

Ve yine soruyorum kendime:
Söyler misin burnunda tütmek için,
daha kaç şiir yazacağım?

Bir masa var odamda,
üzerinde yarısı içilmiş çay,
kokusunu kaybetmiş bir kahve,
yarıda bırakılmış kitaplar.
Kitapların arasından sen düşüyorsun,
çünkü bütün hikâyeler yarım,
çünkü bütün hikâyeler sensiz eksik.

Bir kalemim var elimde,
her dokunuşunda sana varıyor.
Ama her varışında
daha çok kayboluyor.
Çünkü adını yazmak bile
bazen seni uzaklaştırıyor benden.

Geceleri duvarlara bakıyorum.
Yansıyan gölgemde bile
senin siluetin var.
Ama yanına dönüp bakınca
hiçbir şey kalmıyor.
Sanki senin yokluğun
beni kandırmak için her yerde bir oyun kuruyor.

Söyler misin burnunda tütmek için,
daha kaç şiir yazacağım?

Bir şehir dolaşıyorum,
her sokağın köşesinde senin adını arıyorum.
Her kapı tokmağında,
her kırık camda,
her paslı tabelada
eksikliğini görüyorum.
Sanki şehir seninle kuruldu,
ama sen gidince yıkıldı.

Çocuklar koşuyor parkta,
kahkahaları göğe yükseliyor.
Onların neşesi bana hatırlatıyor ki,
bizim gülüşümüz hiç doğmadı.
Biz yarım kalmış bir tebessümün içinde
boğulduk.

Bir gün yağmurun altına çıktım.
Avuçlarım boştu,
ama hayalin doluydu.
Her damla yüzüme vurdukça
sanki parmakların değiyordu.
Ama öğrendim:
yağmur bir teselli değil,
sadece gökyüzünün ağlaması.

Sana “git” demedim,
ama sen gittin.
Sana “kal” demedim,
ama sen kalmadın.
Ve aramızda,
hiç söylenmeyen iki kelimelik bir boşluk kaldı.

O boşlukla konuşuyorum şimdi.
O boşlukla uyuyorum,
o boşlukla uyanıyorum.
Ve o boşluk,
her gün yeniden bana seni hatırlatıyor.

Söyler misin burnunda tütmek için,
daha kaç şiir yazacağım?

Defterimin ilk sayfasında senin adın var,
sonraki sayfalarda senin yokluğun.
Ama bütün yoklukların altına
bir imza atılmış gibi duruyorsun.
Silinmeyen, kazınmayan,
hatta kâğıdın liflerine işlemiş bir imza.

Ben kelimelerden kuleler kurdum.
Onları göğe yükselttim.
Belki sana ulaşırım diye.
Ama her kule devrildi,
çünkü senin olmadığın hiçbir harf
dimdik duramıyor.

Bir gün,
rastgele bir sokakta karşılaşırız belki.
Sen bana “merhaba” dersin,
ben susarım.
Sen gülümsersin,
ben ağlarım.
Sen yürüyüp gidersin,
ben olduğum yerde kalırım.
O an hayat bana öğretir:
Bütün kavuşmalar,
başka bir ayrılığın kılığıdır.

Ve işte ben,
bu gerçeği öğrendiğim her an
yine kaleme sarılıyorum.
Çünkü kalem,
yokluğunu taşımak için tek yolum.

Söyler misin burnunda tütmek için,
daha kaç şiir yazacağım?

Belki hiç bitmeyecek bu yazılar.
Belki sen hiç duymayacaksın.
Ama ben biliyorum:
aşk bazen yaşanmaz,
sadece yazılır.
Bazen söylenmez,
sadece susulur.
Bazen kavuşulmaz,
sadece özlenir.

Ve ben,
ömrümün sonuna kadar özlenmeyi kabul ediyorum.
Çünkü belki özlemek,
kavuşmaktan daha kalıcıdır.

Söyler misin burnunda tütmek için,
daha kaç şiir yazacağım?
Hüseyin Erdinç

Hüseyin Erdinc
Kayıt Tarihi : 9.9.2025 04:37:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!