odaya girdiğinde çorabının ucu söküktü
kimse verdiği selama bakmadı
herkes ayağına dikti gözünü
sonra birbirlerine bakışıp gülüştüler
ve pis pis sırıttılar
laf soktular amcaya
gelen giden dağları vurur
kar da,
rüzgar da,
yağmur tipi fırtına da
ama kaçarken de herkes ona sığınır
bu dağlar Avrupa ülkeleri gibi
sokakta bir adam öylesine suratlı koşuyordu ki dikkatimi çekti
arabasını hızlı bir şekilde park edip caminin bahçesinden içeri girdi
ve bahçeyi ve merdivenleri üç adım etti
sonra fark ettim ki namaza yetişmeye çalışıyor
oldum olası davasına inanan,
kaldır kafanı göğe bak
elbet doğacak bir şafak
bugünleri saymamış say
gülmek sana da hak be Delalim
Edirne yolu uzun
demokrasi;
terazisi,
ilkesi,
adaleti olan,
ve eşit dağıtan, bir yönetim biçimidir.
ve demokrasi de halkın dediği kanundur, tepedekilerin değil
hayatlarını da,
memleketlerini de,
ırklarını da,
insanlar kendileri seçmediler,
itirazı olanlar varsa,
dilekçeyi başka yere versinler,
direnen kadınlara aşık oldum
direnen kadınları sevdim de değer verdim de
o kadar güzellerdi ki
yüzlerine, gözlerine,
bakışlarına, yüreklerine
nefeslerine ve direnme azimlerine hep aşık oldum
fırtına koparmadı dallarından
rüzgar alıp da götürmedi onları
bir sürgün belası çattı kaşlarını
düşleri prangalandı
zindan adres gösterildi, ölümse hak onlara
bir sabah çıkıp gittiler kök verdikleri topraklardan
güvercingillerden dişi bir Yusuftutan
bizim ofisin darebesine yuva yapmıştı
önce büyük bir uğraşla yuvasını çalı çırpıyla düzdü
o çırpıları yukarı dizdikçe rüzgar da döktü
indi çırpıları defalarca yukarı çekip dizdi
yalanım yok belki de saatte kırk kez inip çıktı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!