Ağaçla bir bütün olan yaprağın ayrılma vaktidir
Eylül
Yavaş yavaş doğa ananın elini eteğini bu kirlenmişlikten
Çekip arınma, yaralarını onarma, yeniden doğuma hazırlanma vaktidir
Eylül
o sessiz sedasız konuşmaların ağırlığıydı anlaşılmazlığım
ağzımda tükenmek bilmeyen senli cümleler yığını
puslar ardında kalan yüzünün sureti
bir yanda gidişin
bir yandan yokluğunda yorgun haykırışlarım arasında kalan sevdam
Gidiyorum
Bedeninde özümseyemedin beni
Sende kalmamı sağlayamadın
Bunun için hiçbir şey yapmadın bile
Yine de kızgın değilim sana
Seviyorum seni
Umut geleceğe dair hayal ise
İnan gelecekten bir beklentim yok
Çektiklerim, hali hazırda çekmekte olduklarım
Yeterince canımı acıtıyor
Sadece nefes alabildiğim sürece
Mutluluk ve huzura dair
Hasrete dair…
Simsiyah bir hüzün sararken içimi
Karanlık gecenin sonsuzluğunda
Ruhumun derinliklerinde kopan fırtınalar
Gecenin çözülmez esrarında
Sensiz, seni özlemekteyim…
Sen bakma uykusuz gecelerime
Yatağımın yalnızlığına
Saçlarının yastığıma düşmeyişine
Seni sensizlikteki arayışıma
Aldırma sen
Bir köy,
Bir kadın;
Ekmek yapıyor...
Yaşamak ona sadece ailesine bakmak,
Tarlaya gitmek,
Öküzü sürmekten ibaret
Saatler geçmekte
Gece gitgide soğumakta
Ben ise bu soğuğa ve karanlığa yenik düşmekteyim
Gözlerimi kapatıp, tek aydınlığımı seni görmekteyim
Tek kişilik hücremdeyim
Sert bir yatak
Bir kardelen çiçeği gibi
Soğuğa ve yalnızlığa dayanmaktayım
Üzerimdeki kara ve onun dondurucu soğuğa karşı direnmekteyim
Filiz verme çabasındayım
Hiç tanımadığım sen için
Tanıdığım sen için
Bir parça yavan ekmek,
Bir parça kalp kırıklığı,
Birkaç ömürlük yalnızlık
Birkaç kitap ve kalem,
Sigara ve kibriti unutmayalım
Ha bir de yaşanmışlıkları
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!