Buralardan gidelim, arkasına bakmayanlaraın yalnızlığıyla harmanlanıp, bir cigara, bir kadeh rakıyla, yabanlara gidelim.
Yok,
tatsız, tuzsuz bir dünya bu,
bekleyişlerin, kayboluşların ve umutlanmaların olduğu.
tatsız tuzsuz bir dünya,
peşinden koştuklarının arkasına bakmadığı bir dünya,
ufuk çizgilerinde hayal ettiğin.
Cümleler içinde yok oluşların can bulduğu,
bahçende açan çiçeklerin göz göre göre yitip gittiği,
güneşin geceye saklandığı
ve sonunu bile bile her gündüze sığındığın dünya.
Her gündüz kararacak, bahçendeki her çiçek, her yabani ot ölüp gidecek,
bütün kelimelerin dağılıp gidecek gökyüzünde,
hayallerin kah beyaz camın ardında, kah ufuk çizgisinde kaybolacak,
bu koşuşturmaların devası olacak mı bilmeden...
...
Sözü sakınıp, söze güvenip beklemekten sıkıldım artık,
sıkıldım artık, gözümü yaşla dolduran anların tükenmesinden,
cümlelerimin yüzüme çarpıp çarpıp sarhoş etmesinden,
sıkıldım ve ufuk çizgisine koşmaktan usandım artık.
dönüp, o papatyaların, menekşelerin ve begonyaların yittiği bahçeye,
yabani bir ot gibi sonbaharla gömülmeye and içtim.
...
Gidelim buralardan gidelim ve kendimize kayıp bir hayat edinelim,
gidelim,
arkamıza bakmayalım,
arkasına bakmayanların yalnızlığıyla harmanlayalım kendimizi,
bir cigara yakalım, bir kadeh rakı koyalım,
yabanlarda sonbaharı bekleyelim.
Kayıt Tarihi : 17.11.2006 18:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!