İnandıramadım hiç,
Daha çocuksun diyen büyüklerime.
Okul kantininde,
Karnımı doyurmam için cebime koyulan harçlıkları harcamadan,
Sırf yüzündeki gamzeleri görebilme umuduyla,
Haftalarca aç gezipte biriktirdiğim parayla,
Yakışır kızıma diye alınıp,
sahte romeonun ön sevişme ardından bir yana fırlattığı elbiseye ödenen paranın,
acıklıdır hikayesi.
İşten çıkış saatini dört gözle beklerken babası,
üstüne giydiğini, el oğlunu tahrik etmek amacıyla kullanır hanım kızı.
Gider,
Biri daha gider,
Herkes gider.
Ve gittiklerinde,
Öğrenirsin.
Yalnızlığın bir sanat olduğunu.
Bedenimin buluştuğu kaçıncı ten senin ki?
Öptüğüm kaçıncı dudaklar bunlar? ...
İnan bilmiyorum,
Eski günlerim geldi de aklıma,
Ben bir bakışa titreyen o masum çocuğu çok özlüyorum...
Kimse anlamayacak seni, en yakınındakiler bile.
Duyu organlarından herhangi biri Onu hatırlatan bir anıyı dank ettirdiğinde beynine.
Terleyen avuçlarını farkedemeyecek ki hiç biri.
Sorup durma onlara ne yapman gerektiğini,
Mesela hangisi biliyor?
Onun için matematik sınavına çalışmaktan vazgeçip saatlerce Onu düşlediğini.
Kapalı odamın perdeleri, zaten güneşinde vurası yok buralara, vurmuşken sensizliğin sillesi ve sarmışken yokluğun her yanımı gözlerimi açmaya bile üşeniyorum.
Ayak uydurdum kara kışa, soğudum yaşamaktan.
Sen gelmeden buralara silinmeyecek bu masanın tozu hem dozu azalmayacak hissettiğim acının görüş açımın menziline girmediğin sürece.
Öldüğümden şüphelenmedikçe kapıcı, kapıda biriken gazeteler kazanmayacak anlamını.
Çalar elbet zilimi bir kaç güne.
Klişeleşmiş cümleler işitmekten bıktım,
Tıktım kulağımı otodidakt yan sanayi aşıklarına.
Duymam gereken hatalarını gizlemek için yolda yapılan tembihler, ne hakla?
Aynada ki ile uzlaşmak yetmez, evvelden sevgilim diye hitap ettiğin delikanlı ile yorgan altında çektiğiniz, yeni yetme veletlerin izlemesinin uygunsuz olacağı filmin telif hakkı en azından onun arkadaşlarında da var.
Şimdi beni kandırmaya etme cürret.
Hoşuna gitmeyen göbek adını bilenlere karşı kamufle ettiğin sürtük yanını ayağının kabı farzet ve yalın ayak konuş benimle.
Bilmezsin...
Ablamın,
Dakikalarca ters tutarak salladığım,
Yeterince bozukluk düşünce yerine bıraktığım,
Kumbarasından
Aşırdığım parayla ödedim;
I
Güzel annem,
Senin yaptığın yemekler daima daha lezzetliydi,
Aldırış etme misafirliğe gittiğimizde tabakta tek lokma bırakmadığıma
Hepsi nezakettendi.
Bir yumrukla halt edebilir (patr) onu,
Bakma sakın sessiz kalışına,
Hayranlık duyuyorum,
Akşam evine ekmek götürmek zorunda olan Babanın dişlerini sıkışına..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!