Kimseye benzemiyor sesin
Zaten kimseye benzeyemezsin
Hayalimde öyle birisin ki
Kendine bile yediremezsin
Zorlama istersen
Çocukluğundan öptüm senin
Papatyayı ilk görüşün
Kaydıraktan ilk düşüşün
İlk çikolata yiyişin
Çocukluğundan öptüm senin
İsraf ettiğin aşkımı
Umarım bir süre sonra aramazsın
Severdin sıkmayı çizmeyi canımı yakardın
İnsanların sorularından kaçardım
Canımı yaktın annemin sorularından kaçtım
Timsahlar senden öğrenmiş olmalı ağlamayı
Aylar boyunca ağladığın her an yalan olmalı
Martı Dalgıcı'nın sana kattığı tek şey farklı bir beden
Ve Eyüp'teki çocuklar yüzünde tokat atmalı
Bana sarıldığında kim vardı aklında
Bu gece son şiirimi yazdım
Kâğıdı iki elimle kavradım
Dizlerimin üstüne çöküp
Kustum nefretimi
Üstünde senin silüetin
Çok güzel bir resim çıktı
Martı Dalgıcı bir tamlama değil
Beşiktaş Mecidiyeköy Beykozlaşıyo
Mavi etekli küçük kız yeterince küçük değil ve zihnimde kimse satranç da oynamıyo
Sesini saklamıyorum artık dolabımda
Ve her açtığımda gözlerim terlemiyo
Yanaktan öpmek dudak kadar sıradan
Biz sıradanlaşmayacağız sevgilim
Çünkü biz soyutlaştık kelimelerden
Artık farklı bir dil kullanıyoruz senle ben
Birbirimizi görünce susuyoruz.
Kalp atışlarımız her şeyi anlatırdı zaten
Ben elimde bir çiçek seni beklerken
Her zaman siyaha suç attılar
Siyah her zaman kötüydü
Siyah her zaman zalim
Siyaha kara dediler
Sonra karamsarlık
Sanki kara sevdaya
Mezarimin basinda tanidik bir cok insan toplanacak
Soran olursa Ben oldurdum dersin
ustumde ki cicekleri
herkes gittiginde topla
eminim odana cok yakisacak
Söylesene
Atilla İlhan seni nasıl tanıdı
Cemal Süreya ile ne zaman vapura bindin
Özdemir Asaf ’ın Lavinya diye anlattığı kız
Turgut Uyar’ın baktığı gökyüzü
Hesap vermen gereken şeyler var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!