Damarlarım!
Titreyeceğini biliyordu evvelden,
Kalbim kaçamak güreşeceğini anlamıştı o gün.
Dallara asılan yapraklar,
Kuzeyinde yosunlu gövdeler,
Karınca tepeleri,
Akşamın birisiydi.
Günışığı balçığa doğru iniyordu. Gözleri değiyordu her seferinde gözlerime.
İndir gözlerini göklerimden,
Yerde konuşalım biraz.
İlerde, az ilerde çimenler üstünde bir arı çiçek arıyor
…
Açıl biraz.
Sağ yanına doğru sarnıcın,
Diyeceklerim var sana.
Suların kitabından bir efsanedir sözümdeki.
Bir çocuk sofrasından seslenişimdir bu.
Hayallerin kalemle kâğıda sığınmağa çalıştığı sayfadayım.
Bir misket bir de ıslığım hepsi bu.
Ya da Esma kızın tutturduğu türküde
Günü geçirmiş gemilerde bir tayfayım
Kim bilir bu kadar temiz bu kadar huşu.
Bir yanımız, kızarık bozarık kiraz taneleri.
Dolu taneleri yahut deli.
Gece tenha koylarda gözlerini çizdim gülümserken.
Büyüyen elma düşüyor yahut yakınlaşıyor
Kalbim biraz daha üşüyor
Sular
Ağaçlar yere eğilmiş bizi dinliyordu.
Hangimiz anlatıyordu hatırlamadım bile.
Dere yatağında sular gölgelerle geldi
Soluduğumuz havaya koca bir nem saldı
Duru kelimelerle
Müjdeci güvercinler gibi
Gülümserdim, güneşin uykusunu getiren ikindi sularında
Kilerimde tutku dolu fıçılar biriktiriyordum.
Açılınca güneşi kıskandıracak
Ağlardım, gülerek ağlardım yanı başımdakiler duymasın diye.
Konuşmalarım uzun ve sessiz ıslıklarla sürerdi gün boyu.
Kilerimin kapısından kimse bakmazdı içeri.
Sen öyle hüzünlü dalgın, ben gülemem,
Coşkular sensiz doğuyor ey güzeller güzeli.
Hey gidi bakana yaşam katan, yaşama can katan,
Sen yoksan ben gülemem,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!