Hani o insanın psikolojisini bozan, pazartesi sendromuna ön ayak olan, yoğun İstanbul keşmekeşinin, o yoğun seslerin ve insan sellerinin arasından sıyrılıp, yaktım cigaramı.
Ve,
Marmara'nın incisi Kız Kulesinin gölgesindeki engin maviliklerin ürpertici sessizliğine daldım...
Hayranlık, merak ve acabaların keşkeleri ile dopdoluyum şu an.
Tüylerim diken diken...
Bunun sebebi, semadaki sapsarı parıldayan güneşin, hani o rüzgarın çaktırmadan insanın içini üşütmesine engel olamamasından mı?
Yoksa davetkar engin maviliklerin altında barınan, simsiyah kapkara insanın bilinçaltındaki korkularının ayyuka çıkmasından mıdır?
Anlayamadım!
Sevgiye mi hasretim? Sevgiliye mi?
Duyduğum öfke, acabalarıma mı? Keşkelerime mi?
Hissizliğimin sebebi, yoksunluk mu? Yolsuzluk mu?
Sevgiye olan öfkem, yolları kapalı keşkelerin kucağında.
Belki de sevgiliye olan öfkemin mimarı, pervasızlığın yoksunluğunda gizli acabalar da mı?
Bilemiyorum!
Kafam allak bullak...
Kalktım kafamı bulandıran hayallerin kıyısındaki banktan.
Zaten cigaram da bitti...
Elveda yarınım, merhaba geçmişim...
Kürşat Saral
Kayıt Tarihi : 10.6.2017 08:49:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kürşat Saral](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/06/10/bunalim-52.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!