bunalım
ıssız viranem
koynumdaki mahşeri yalnızlığım
böceklerden ve kurtlardan sabrı öğrenemedim
resmi tabiattan ezberledim boyun eğmeyi sessizliğine
dört şahit aradım yaban haline kibar kurumlarda
dökülen dişlerime süslü kabirler
törenler düşündüm ve pahalı ziyafetler
ve fakat herkesler siyah giymeyi unutmuşken
çıplak namusum
utanma
zaman buz devridir
bakire buzullar da çatlar
içindeki göç endişesini terk et
akşamlar ve sabahlar
kadınlar ve yaşlılar
cephe almışlar ince merhametime
hüzünlendiriyor beni erken büyümüş çocuklar
içimdeki umreye uzak düşüşüm
kasıklarımdan mekruh düşüncelere varışım
hepsi beyin damarlarımdaki yetim düşüncelerin olasılıkları
ağaç kovuklarında taze imparatorluklar kurmalıyım
simyasını bulmalıyım tanrıyla konuşan simgecinin
tenimdeki örtüm artık beni gizlemez mısırlılardan
korkuma ipekten kumaşlar dikmeliyim
bilinsin ki başaklardan krallıklara derin bir yol vardır
ve asma ağaçları sadece sarhoş yapmaz
bir ilmek olur bunalım akşamlarında
bazen de çekilen son nefes
nemli duvar diplerinde yorulmuş
ihtiyar akrep ve yelkovan sevişmelerinde
2005
Necati SümerKayıt Tarihi : 1.8.2011 12:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!