Bunlar nasıl canavarlar, dediğinizi duyar gibiyim. Van Gölü Canavarını, Beyoğlu Canavarını, Toros Canavarını biliyoruz da, Bulmaca Canavarları nasıl canavarlar oluyor? Çok değişik canavar bunlar, baştan söyleyeyim. Yok, yok adam öldürürken bulmaca filan çözmüyorlar merak etmeyin... O zaman anlatayım da dinleyin.
Ben severim bulmaca çözmeyi ve gazete okumayı. Sağına soluna bakmadan her gün üç dört tane gazete alır, okurum iş yerinde de... Tabi bulmacalarda boş zamanlarımızda bir şekilde bendeniz tarafından çözülür, daha doğrusu çözülürdü eskiden. Ne zamanki Faik ağabey ve Nurettin ağabey bulmaca merakına daldılar, bulmacalarda bana kalmaz oldu... Ama kabahat ben de ne zaman ki aramızdaki bir sohbette ’’Bulmaca çözmek yaşlılığı geciktiriyormuş, alzhaymırı önlüyormuş.’’ dedim, abilere, sonrasında oldu bunlar hep...
Ben onların adını Bulmaca Canavarları taktım ki Van Gölü Canavarı, Beyoğlu Canavarı, Toros Canavarı, Çemişgezek Canavarı, halt etmişler yanlarında... Gelirler bizim iş yerine, ellerinde işler, tabi biz de elimizden geldiği kadar çabucak halletmeye çalışırız ki bir an önce kendi işlerine dönsünler. O arada gazetelerin bulmacalarını, artık hangi bulmaca denk gelirse, şakır şakır çözerler... Biz de yaya kalırız haliyle bulmaca konusunda...
İşlerini erken halledersek, bu seferde gazetelerimin bulmaca eklerini koyarlar ceplerine, doğru kendi iş yerlerine giderler. Yaşları benden biraz fazla o yüzdende bana ’’Alzhaymıra yakalanmamızı istemezsin herhalde Ahmetçiğim biz hastalanırız, çalışamayız, bak sen de bizim gibi müşteriden olursun.’’ deyip konuyu kapatmaya çalışırlar...
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta