Göğüs kafesimde bir bülbül, papatyalar dikiyor.
Cennet bahçesi kara kutumda, içi gökkuşağı.
Öksüz sesler, demir parmaklıklar ardında.
Tutsağım, tutsağız; sanki bir ödül, sağır duygular.
Lakin korkunun namlusu ensemde, her an.
Kaçacaktı sanki, uçacaktı sanki, başka bir evrene.
Benim hayatımın ötesine, bir başka bene.
Susuz kalacaktı ömrüm, solacaktı ruhum.
Boşluk seri katil olacaktı, her hücrem bir kuytuda.
Bir gün bir mezar, cinayet silahı ben.
Ortada iki ceset, biri ben diğeri de ben.
Beynimi derince kazacaktı sorular, öldürürcesine.
Arayacaktı mantığın ötesiyle işlenmiş,
Toprak kokan döngünün anahtarını, kaderin kaptanını.
Cevaplar benler yaratacaktı, iskeletsiz benler.
Görecektim varlık ile yokluğu, hiç ile hep 'in dostluğunu.
Bulamayacaktım düzenin temelini, yanlışın doğrusunu.
Sonra çömezliğim ölüm dilenecekti, zamanım sadaka.
Mutluluk şarabını içmiş, zaman dilencilerine sadaka.
Hadsizlik doğuracaktı, sorgunun kontrolsüz uzayan boyu.
Anladıkça susacaktım, sustukça yaşamayacaktım.
Kayıt Tarihi : 14.7.2023 02:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!