bugün günlerden perşembe
konusu bir kurşun bir türkü bir aşk
elimle yıldız tutarcasına uçsuz bucaksız gökler
sonsuzluğun koyuluğunda karanlık bir dehliz kadar iniltili
mühürleniyorum ıssız denizlere açılan o pencereye
küllenmiş birkaç zambak bir kaç yaprak dökümü
çılgın dalgalara özeniyorum bir martının üstünde gezindiği
bir atın yelesinde rüyasını gördüğüm özgürlüklere
yeniden okyanusun derinliklerine düşüyor her damla
içimdeki kor alev ısıtıyor beni,ıstırabıma aldırmadan
bugün günlerden perşembe
biraz daha kırılgan cehennemi günahlarım
söndürmeye çalışıyorum ateşini bir bardak soğuk su ile
pervasızca buğular dökülüyor nefesimden
vurgun yemiş bir kere sönmüyor bir çırpıda yanan ateş
közü kalıyor bitti sanılan hikayenin gizli kıvılcımları dudaklarda
eriyen kutupların buzulları neymiş onca yangın yeri yüreğim
onca alev kasırgalarının önünde sürüklenen
bugün günlerden perşembe
bir sen gerekiyor bir ben gerekiyor ki yüreğe can yürüyor
kaç kez ölüyorum sonu hüzünle biten kaç hikayede
kaç kalp sallanıyor hala ilmik uçlarından bu öykünün
en zehirli alevden daha keskin kör bir ışığın kırılması gibi
akrep sokmasından daha beter karanlıklarda kan kusmak
bugün günlerden perşembe
kaldırımlarda dolaşan soğuk üşütmüyor
yaşanmış günahların bir tekrarı,aç annenin göğüsleri
bir kuru ekmek bir avuç su
bir sonbahar görmeden solup giden kaldırım çiçeği gibi
geceler boyu hayata küfürler savuran sokak çocuğu gibi
demir parmaklıklara hayalleri takılan bir yetim bir öksüz gibi
merhamet dilencisi olmak yetmiyor soğuk kış gecelerinde
salya tükürük sokaklara geri fırlatılırken
yıkıntılar arasında gözlerinden ateşi çalınırken
hangi ölüm daha beter korkutur ki
hangi kurşun daha beter öldürebilir ki
bugün günlerden perşembe
felaket gecesi zamanlar yaşandı buralarda
ölü bedenlerin içlerinden iksir çekilip alındı
bundan sonra mumlar titrek yanacak öylesine hırçın
pırıltılar bir anda silinecek soğuk yağmurlu bir günde
tüm çiğ damlaları bir iz daha bırakmadan
bugün günlerden perşembe
eski hüzünlü şarkıların o taş plaklara kazınmış cızırtıları arasından
zavallı bir kış gecesine kurban gidecek yürek
kızıla boyalı bade ,bir boşluk bu şarkının sonrası
acıların,acıtan buzulluğuna gözyaşlarının dolduğu gün
her perşembe sabahı benzer şekilde
gözyaşları anlamsız bulutları kararır gökyüzünün
bugün günlerden perşembe
kaldırım dipleri hayatın bir durağı
erişilmeyen o kutsal diyarlara umutlarımı salıyorum mavi mavi
serseri bir karanlığın ıssızlığındaki sessiz adım çınları
bir cami avlusunda umarsızca düşünürken
üst üste yığılmış
soğuk taşların arasına sıkışmış ezanın yankısıyla
avuçlarıma bir damla gözyaşı katıyorum gayri ihtiyari
titreyen yüreğin alevinden nemlenen
çığlıkları da unuttum artık, karanlıkları da
şimdi bir yüreğime yağıyor yağmurlar
bir de dualarım var benim
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 25.1.2018 15:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!