Bugün 23 Nisan … Çocuklarımız bugün; ülkemizin neredeyse bütün meydanlarında, stadyumlarında rengarenk, cıvıltılı, mevsime yaraşır görüntüler içinde, şarkılar- türküler eşliğinde ve kol kola oyunlar oynayacak, danslar edecek. Anne-babalar da bu keyif dolu manzarayı izlerken mutluluk gözyaşlarını saklı mendillerine silecekler ve anlık bir gururun, umut yanını hiç hesaba katmadan gözlerinin önünde oynayan, dans eden, şarkılar-türküler söyleyen çocuklarına oturdukları yerden eşlik edecekler, tempo tutacaklar ve alkışlayacaklar.
Daha sonra terleri kurumayan çocuklarımızı alacağız, onları cumhurbaşkanlığı, meclis başkanlığı, başbakanlık gibi önemli koltuklara bir anlık misafirliğe götüreceğiz. Ellerindeki öğretmenleri tarafından yazılıp tutuşturulan kağıtta yazılanları okudukları anda alkışlayacağız ve kameralara o makamların şu andaki sahipleri ile birlikte verdikleri pozları izleyeceğiz ve son olarak ta işte bugünün çocukları, yarının gençleri ve öbür günün büyükleri diyeceğiz. Ve yarınlar için karamsarlığa kapılmamamız gerektiğini çocuklarımızın gözlerinin içine bakarak söyleyeceğiz, biraz daha rahatlayacağız.
Şimdi 2007 yılındayız. Şöyle bir geriye dönüp bakacak olursak mesela 1990 yılındaki benzer törenlerdeki çocuklarımızın, bugün ellerindeki kör bıçaklarla kendileri gibi düşünmeyenlerin boğazlarını kesen, enseye kurşun sıkarak düşünce karartan çocuklarımız olduklarını, o günler için yarınlardan benzer gurur ve beklentilerimiz içinde yer aldıklarını görürüz. Biraz daha öncelere gidip 60’lı yılların 23 Nisan törenlerine bakarsak durum gene aynıdır, o günkü çocuklar, bugün koltuklarını bir an içinde olsa 2007 çocuklarına bırakanlar değil mi?
Neden bu hale geldiğimiz içinde sıralanacak nedenlerin başına ABD’yi, uluslar arası örgütlenmeleri, emperyalizmin sömürü düzenini oturtarak işin kolay yanında kahve höpürdetiyoruz da, sevgisizlik, sevmeyi bilememek, bilemediğimiz içinde öğretememek gibi bir başka yönden hesaba dahil olmayı hiç aklımıza bile getirmiyoruz. Belki dünyada yürekten taştığı varsayımıyla en çok aşk ve sevgi şiiri yazılan bir ülkede yaşamamıza rağmen ne sevmeyi ne de aşkı bilemiyoruz ne yazık ki. Ve bunu bilemeyip öğretemediğimiz içinde o boşluğu hemen “en büyük biziz” koşullandırması ile doldurmaya çalışıyoruz. Sevmesini bilemeyip yeni kuşaklara öğretemediğimiz içinde sevilmiyoruz. Formül ve neden, bu kadar basit olarak düşünülüp ele alınırsa acaba çok şey mi kaybederiz yarınları kurtarmak adına.
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
çocuklarımızdan beklentiler boşa çıktıkça yarınlardan umutlarda biraz daha ıslanıyor.... diye katılıyor olmakla bu hüzün kaynağına, yine de bir yeni öğretim sistemlerine umut olsun düşüncelerini araştırmalı derken, aslında bir gün değeriyle bu içlerde seyahatin değerleri için teşekkür ediyorum, kaleminizin bu rengi hiç solmasın dileğimle...
ben de duygulandım... duygu seyahati değerleriyle bir beceride sunamayacağım ama, duygu işte, hem klasik her zaman gibi... yine de buraya eşlik edeceğim... boşuna uzattım galiba diye o yüksek değerine yüreklenerek...
23 Nisan Bayramıyla...
hür düşünerek hür paylaşan bir millet birliği amacında evrene ve doğaya sağlıklı güven dayanağı olabilmenin bu şuurunu bayram olarak kutlamaya ve kutlanılmaya bir çocuk sevgisini koruma ve barındırma değerleriyle gençliğe amade edilen bir cumhuriyetin evladı olarak, emeği de olabilmek ne güzel bir duygu; bir esenlik için...
bağımsız beraberliğin anlamına halklarla bir ulus/devlet kuramında bir hükümet ve milli duyarlıklar esenliğini vicdan ile taşıyabilmek ne güzel bir vatan bütünlüğü; bir güven için...
Allah güzel, kuran oku demektir deniyor... buna uyacağım ben... ben kadınım, bir ecdadım, bir çağlardan çağlara çağlayış hayranlığım var, vatan sağolsun! buna da daha şansım var... bir iman, bir inan, bir inanç, bir halk bütünlüğü değerleriyle kutsanan bugün işte;
çocukluğumuz unutulmasın diye çocuklar kutlanılmalı... kutlama, çocukluğa tatırılmalı, gençliklerden gördüklerine çocuklar da özenlerini denemeliler...
ben de daha hala çocuğum ve yine bir bu gün için hep, içimdeki çocuğumun hakkına saygıyı da bir daha tazeleyeceğim... Zira, bugün çocuklarımız, yarınlara gelişebilmeye umutları, emelleri, istek ve duyarlıklarını yoklayarak hazırlanıyorlar, yarınlarda paylaşabilecek iman, inan, inanç, birlik şuuruna verebilecekleri emeklere yön alıyorlar…
19 mayıs 1919 ile adımlanan 23 nisan 1923 arasında geçen en ezici yılgınlığa terkedili bir millet olarak bağımsız ve hür olarak kurtuluş savaşından hep bir mutluluk selamına yollar aşıldı... Gençlik bayramıyla çocuklarımızın bayramına bu bağlantı :
'Cumhuriyetimizin temel kurumlarından Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının 87. yılını kutlamanın coşkusunu ve mutluluğunu yaşıyoruz. Tarihimizdeki çok önemli bir dönüm noktası olan bu anlamlı günde ; Bugün yöneteni ve yönetileniyle herkese düşen görev, 23 Nisan'ın felsefesine sahip çıkmak ve onu yaşatmaktır.' bilinciyle yazıyor böyle gençlerimiz de çocuklar adına... o çocuklar bu gençlerin kardeşleri...
teşekkür ediyorum bu paylaşımınıza... gücümüz oldukça çocuklarımıza uzanabilecek koruyan ellerimiz... ve en iyi dileklerimizle... yeryüzünde boynu bükük, karnı aç, eline silah tutuşturulu kan azabınnda tükenen yavrularımıza bu yüzden; ülkemizde bilincimizi güçlendirmeli
onların yetim ve kimsesiz bir duyguyla yalnız kalmaması için;
onlara dokunmayın, tedavi ediyoruz,
susun lütfen, rahatsız ediyorsunuz
diyebilecek bir Millet olmaya karar verdiysek eğer, ancak o zaman bunlardan söz etmeye de hakkımız olacaktır inşallah ve belki kurtulabilecekler... Bilinçli Toplum olarak eğitimlere koşuşabilmek uğruna, vatan sağolsun...
bu acı duygularla başbaşa kalabilme olanaklarını bol bol sunan yeryüzünde başa çıkılamayan insan elinden gerçekleştirilen ve doğa felaketlerine de neden olduğu şüphesiz olduğu gerçekleri öyle acıyor, acıtıyor ki içimiz, şuurumuz, usumuz, karşı koymaya neredeyse baş kaldırıyor, perişanca... baş kaldırı yerine halbuki; yardımlaşma organları oluşturmaya bir önderlik olmalıydı sadece... başarılacak bu da inşallah... başarılacak...
sevgim, saygımla
'Bugün 23 Nisan,prototokol yine çok geç geldi,gösteri sırası gelene kadar ayaktaydık,çok yorulduk...nasıl horon oynayacağım kaygısındaydım,üstelik birinci ekibin oyununu zar zor izleyip geç gelip erkenden gitti büyüklerim'diye sızlandı bir çocuk....
—Övünün Büyükler
23 NİSAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN.
Bu gün 23 NİSAN ULUSAL EĞEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI
Bütün çocuklarımıza kutlu olsun. “ SEVİNİN KÜÇÜKLER ÖVÜNÜN BÜYÜKLER, 23 NİSAN KUTLU OLSUN”
Ne güzel başlıyor “Sevinin küçükler, övünün büyükler”. Neyle övüneceklerini bilmeyen büyükler, neye sevineceklerini bilmeyene küçükler. Ne verdiniz ki küçücük çocuklarımıza da ne ile övüneceksiniz büyükler,
Onlara eğitimsizlik verdiniz, Fakirlik verdiniz, onların okuma özgürlüğünün aldınız ellerinden, küçücük bedenlerini kendi istekleriniz ve arzularınız doğrusunda kullandınız.
Onların, hayallerini, umutlarını yok ettiniz, onların elerlinden tutmak ve daha ileriye götürmek yerine bir tekme de siz attınız. Peki, ne ile övüneceksiniz. ...Türkan DİNÇER
bENDE BUGÜN SİZİN GİBİ OTIRDUM VE SORGULADIM 23 nŞSAN IN NE ANLAM İFADE ETTİĞİNİ VE BÜYÜKLERİN NEDEN ÖVÜNÜP, KÜÇÜKLERİN NEDEN SEVİNMESİ GEREKTİĞİNİ.
O YAZIMDAN KISA BİR BÖLÜM PAYLAŞTIM SİZİNLE. KUTLUYORUM DUYARLI YÜREĞİNİZİ VE HERKESİN OKUMASI GEREK DİYE DÜŞÜNÜYORUM BU YAZILANLARI.
SAYGILAR DOST.
bence hiç te uzatmadaıngayet mantıklı,doğru bir açıklamaydı.TEŞEKKÜRLER
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta