img src='http://www.artacademy.com.tr/yarisma/resimler/B43.jpg'
font face='Times New Roman' style='font-size: 13pt' color='#243630'
Saatlerdir yürüyordu. Sirtindaki gömlek ter içinde kalmisti, ayaklari bedenini çekmiyordu ama o, tükenen umutlarina inat, nereye gittigini bile bilmeden hep yürüdü...Artik nefes alacak hali kalmayinca, bir an durdu.Neredeyim, dercesine etrafa bakti ve gördügü ilk duvara oturdu. Insanlar, onu fark etmemisti bile. Herkes, kendi hayat telasi içindeydi. Kimsenin gözleri sevinci vermiyordu ama sanki kendisi tekti bu dünyada... Yasamin kendine vurdugu bu darbeyi içine sindirmesi kolay olmayacakti.
Kalkti bu sefer deminki adimlara inatmis gibi agir agir yürüyordu...Sanki adimlari düsünüyordu onun yerine. “Ne yapmaliyim? ”....Bu soru beynini kemiriyordu.
Kapiyi açmak için elini anahtarina atti ve o kavga aninda anahtarini almadigini hatirladi...Kapinin altindan isik siziyordu...Cesaret edemedi kapiyi çalmaya...Gidemedi de...Yüregi sanki o evde kalmisti...Bu muydu yasamak? Güvenmek bu muydu? Öyle oturdu bahçelerindeki sezlonga...ve düsünürken uyuyup kaldi....
***
Gecenin serinligi ile üsüyerek uyandi. Damla’nin isigi hâlâ yaniyordu. O da düsünüyor muydu onu? Cam açildi, camdaki Damla’ydi....Elinde bir sey var...Bakti ve savurup atti asagiya....Cam sessizce kapandi. Erkan, kalkip gitti “Nedir? ” diye bakmaya...Ne garip...Ayni anne babanin “Bir olun, birbirinize destek olun...” dedikleri kardesi, annesinin resmine kadar bütün resimleri atmisti evden...Sabah olsa dedi, kendi kendine....Alsam Damla’yi önüme bir daha...ve sorsam bir bir. Neden desem, neden inanmadin bana. Canim deyip sevdigin insanin, yillar önce anne ve babamizin bosanmasina neden olan kadinin oglu -üvey kardesimiz- olduguna neden inanmadin desem... Yok, inanmaz... Miras bölünmesin, ben evlenmeyim diye bunlari söylüyorsun diyecek gene...
Oysa, bir yuvanin güzelligini tatmislardi bu evde. Annesi bütün gün Damla ile kendisini doyurur, besler, ilgilenirdi. Babanin tek mutlulugu ise yuvasiydi.. Ta ki bir is gezisinde tanisip o kadina asik olana kadar...O günden sonra eve ugramaz oldu babalari...Annesi, sezlonga oturur saatlerce dalar giderdi....Çocuklarina babalarini hiç sikayet etmezdi...Bir gün babalari eve çok öfkeli geldi...“Konusmamiz gerekiyor Müberra, dedi. Anne ve baba saatlerce konustular yukaridaki odada...O gece anneleri, çocuklarini koklaya koklaya öptü, bir daha görmeyecekmis gibi.
Sabah uyandigimizda annem yoktu, diye düsündü Erkan. Babam, ailesinin yanina gitti, dedi ama annem bir daha hiç dönmedi. Babam bir süre bize yalniz bakti sonra bakici tuttu...Eve çok sik,gelmez oldu...Bir gün is yerine gittigimde babami galeride bir çocugu severken gördüm....Takip ettim, o çocukla baska bir eve gidiyordu. Anladim ki annem, bosuna gitmemisti, babamin baska bir ailesi daha vardi ve annem bunu kabullenememisti... Ben gittim yillar sonra buldum annemi gel dedim, birakma bizi dedim...Yok ogul, dedi. Gelemem....Yüregim kaldiramaz, baskasini sevip saran yarim yok benim. Iyi ki babamin o kadindan bir de oglu oldugunu bilmedi annem ve bu sirri bilmeden kaybettik annemi. Babam, neden bilmem o kadini ve oglunu hiç bizimle yüz yüze getirmedi. Ben hep gözledim yilarca onlari. Diyemedim annem gibi ben de bir sey...Sustum. Ta ki Damla’yi onunla –babamin ogluyla- görene kadar. Ilk anda taniyamadim, sevindim Damla adina...ama onun kim oldugunu fark edince dünyam basima yikildi. Aksami zor ettim. Damla’ya onu birakacaksin, dedim. Olmaz, dedi. Seviyorum, dedi. Bu beraberligin mümkünü yoktur, dedim...Agladi, çok agladi. O, senin kardesin diyemedim. O, annemizin gidisine sebep olan kadinla babamin çocugu diyemedim. Sadece olmaz bu is, dedim. Kavgamiz büyüdü ve git dedi Damla, git...Kapiyi nasil çarpip gittim, bilmiyordum....ve iste simdi Damla’m...biricik kardesim evin içinde albümdeki resimlerden bile intikam aliyor ve siliyordu bizi yüreginden...Kim için? Bir bilse....Allah’im....Bilmesin....Ne yapacagim ben?
Sabaha kadar evin önünde bir gittim, bir geldim. Damla cama çikip da beni görünce tülü hizla kapatti. Yapabilecek tek bir sey vardi...Tüm kararliligimla babamin is yerine gittim. Yillarca adim bile atmadan hep geriden baktigim galeriye gittim. Daha gelmemisti...Bekledim. Uzaktan tanidi beni, “Hayrola oglum? ” dedi saskin bir sekilde... Oturduk... “Yanlis yaptin baba.” dedim ona yillar sonra ilk kez. Kizdi, benim hayatima sen ne karisirsin, deyip bagirdi...vurdu masaya...Sustum...hep sustum. Ben susunca bakti gözlerime, çenemi eline aldi.“ Neden agladin sen, ne oldu? Bilmedigim bir sey mi oldu? ”dedi. Aglayarak anlattim...Çöktü omuzlari, bin yas yaslandi sanki...Pismanlik, çaresizlik, sorumluluk...Bakislari donuklasti. Ne yapacagiz oglum? dedi. Yillardir hiç böyle oglum dememisti bana. Ne yapacagiz? Hayatta insanin çaresiz oldugu çok anlar olmustur ama bu, bambaska bir aciydi. Annemin o sessiz kabullenisi ve gidisi geldi aklima...Ah annem, ah nefis...Hayati güzel kilan degerleri görmeyen babam, nelere sebep olmustu...Simdi ne olacak?
Babam, kararli bir sekilde kalkti...“Hadi oglum, gel seninle büyük bir isimiz var.”dedi. Arabaya bindigimizde zihnim hep Damla ile mesguldü. Ne yapmisti? Neredeydi? Neden albümü camdan atmisti? Anneme mi kizmisti, gidisini mi kabullenmemisti. O olsaydi,dizine yatar dertlesirdi. Simdi o da yapayalniz kalmisti. Babam, yolda Ömer’i –oglunu- da aradi ve evin adresini verdi, eve çagirdi... Sanirim, her seyi göze alip anlatacakti onlara kardes olduklarini. Yol boyu hiç konusmadik. Evin önüne geldigimizde ne babam ne de ben eve girmeye cesaret edemedik...Damla ile ne konusulacakti...Allah’im, bu ne zor bir andi. O sirada Ömer geldi, “Baba” dedi, yüregim yandi...Baba! Ah babam! “Ne oldu baba, bu ev kimin evi? ” Babam, çaresizce...omuzlari çökmüs bir sekilde kapiyi açti anahtariyla. Ben, Damla’yi düsünüyordum. Bu durumu nasil karsilayacakti. Allah’im yardim et, diyordum içimden. Evde hiç ses yoktu. Ben Ömer’e nasil davranacagimi bilemiyordum. Babam, her yere bakti...Yok, Damla yok. Sadece annemle babamin yillardir açilmayan odasina bakmamistik.
font face='Times New Roman' style='font-size: 13pt' color='#243630'
Babamla ben sessizce kapinin önüne geldik...Yillardir açilmayan kapi, gicirtiyla açildi. Sanki annemin gülen yüzünü bekledi gözlerim...ama hayir, annem yoktu. Yillar önceye dair bir ani bulmaya çalisan gözlerim birden yatagin üzerindeki Damla’yi gördü...Damla yatakta uzanmisti. Uyuyor sandik, yanina sessizce gittik. Ömer kostu, Damla’nin ellerini eline aldi. Kan içinde kaldi Ömer’in elleri, çilgin gibi bakan gözleriyle!
img src=' http://my.opera.com/Umman/homes/blog/Unhappy_Valentine____by_AsHeFTgrafiZ.jpg'
10.01.2006 01:09
Akademi Dergisi.Sayı 3 Mart 2006
Serap DemirtürkKayıt Tarihi : 18.1.2006 02:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
embed src='http://www.antoloji.com/siir/media/61/www_antoloji_com_664161_112.MP3' width='100' height='16' autostart='true' loop='true'/embed

harika bir yazı çok duygulandım.eline yüreğine sağlık....
Etnik ve inanç farklılıklarının birlik ve beraberliğe engel olamayacağının, ortak paydalarda “bir ve bütün”olunması gerektiğinin… “ önce insan” olgusuna dikkatin çekildiği sosyal içerikli “BİZ BENİM İŞTE” şiiriyle hece de Pakize ALTAN(Ozan DİDARİ) birinci,
Bir toplumun “Ulus” olabilmesi için şüphesiz bayrağı ve anadiliyle bağımsız üniter sınırları içinde “VATAN” dediğimiz toprak parçası üzerinde yaşaması gerekir.Bayrak ve anadil vatanı vatan yapan “olmazsa olmaz”ların başında gelir.Ulusal değerlere vurgu yapan sosyal içerikli “BAYRAĞIM” şiiriyle hecede 2.ci sayın Ramazan KURT,
Göz vardır anlamsızca bakar…göz vardır,kızgın çöllerin hârında yüreği yakar…Derin sevdalara salan gözlerin sahibine yakılan”GÜNEŞİN KIZI-2-“ şiiriyle sayın Murat DUMAN hecede 3.cü,
Hüzünlü bir aşk şiiri olan “YILDIZLAR ISLANMASIN” şiiriyle serbestte birincilik sayın yitikozan/ Durmuş KAYA’nın,
Alışkanlıklar bazen kemikleşir sevgiyle eşdeğer; sevgi mi,yoksa sıradan bir yaslanma,alışkanlık mı? Ayırt edemeyiz çokça.Güvenli bir yaslanmanın bir gün irademiz dışında da olsa bitebileceğini,fani dünyanın sonsuzluğuna akıp gidebileceğini hesaba katmayız nedense? Hayatın o yaslandığımız “sevgi”den,alışkanlıktan ibaret sayarız.Sıradanlaşan ilişkinin ne derece köklü bir ilişki olduğunu ise o’nu yitirince anlarız.Sanki hiç ayrılmayacakmışız gibi düşündüğümüz insanı beklenmedik bir anda yitirince,bir sarsılır benliğimiz,hayatın ve o sevginin farkına varırız derinliğince yeniden.Onsuz düşünemediğimiz hayat bizi zamansız yakalamıştır; kişinin kendisiyle,hayatla,yaşamın gerçekleriyle yüzyüze geldiği anlamlı bir şiir”HAYAT SENDEN İBARETMİŞ”… ve serbest 2.cisi Ali AKÇEKEN,
Yaşanan sevdalarda her zaman vuslat olamasa da,yaşanan hüzünlerin,ayrılıkların yaşamın doğal bir gerçeği olduğu, güzellikler kadar sevda acısının da bu bağlamda insana,yaşama bir şeyler katacağı,ruha olgunluk kazandıracağı vurgusunun yapıldığı “SEVDA şiiriyle serbestte 3.cülük Refika DOĞAN’ın,
Öyküde 1.lik Nurtaç İNCİ’nin. Yaşlı bir kadının dört duvar arasında yaşamının son demlerini bekleyişi…Güne hasret yüzün karanlığa ışıyan yıldızla özdeş hali ve zaman tünelinde anılarıyla yüzleşmesi…
Öyküde 2.cilik Serap Hoca(ÖZALTIN) nın…Başkalarının başına gelen felaketlerin birgün bizim başımıza da gelebileceğinin…kendi zaafları uğruna aile değerlerini hiçe sayan bir babanın düştüğü durumu…direnip savaşmak yerine başını alıp giderek çocuklarını kendi gururuna kurban eden annenin ailedeki temellin yıkılmasına doğrudan etkisini…ailedeki iletişimsizliğin o aileyi nasıl darma duman ettiğinin hazin öyküsü”BUĞULU GÖZLER”…
Öyküde 3.lük ödülü ise “BİR HASTA ZİYARETİ” ile sayın Ümran TOKMAK Hanımefendinin…
Yapay bir aldanışın içinde kendi değerlerini yâdsıyan,hor gören özentili bir kadının toplumsal çerçeveye etkisini ya da bu çerçeve içindeki yerini saptayan,irdeleyen bir ibret öyküsü….
Gerek Hece,gerek Serbest şiir gerekse öykü dalında derece alan dostlarımı içtenlikle kutluyor,başarılarının devamını diliyorum.
Etkinliğe katılamayıp ve/veya, katılıpta etkinlik sonrası izlenimlerini içtenlikle dile getiren dostlarımıza teşekkürlerimi arz ederim. Refika DOĞAN
TÜM YORUMLAR (10)