Babam akşam eve geldiğinde,
yorgunluktan dizlerinde derman kalmazdı.
Nasırlı ellerini hep cebinde saklardı.
Önce soğuk bir su içerdi,
derinden bir oh! çekerdi.
Tarlada topladığı buğday başaklarını,
özenle iple bağlar sonra duvara asardı.
I
Arada bir hayalimiz oluyordu.
Biliyorduk; bu dünyada,
bizim için de bir şeylerin var olduğunu.
Karnımızın yarı tok olması yetmiyordu.
Ne beklentimiz bizi buluyordu,
nede biz onun peşinde koşuyorduk.
Zaman buldukça arada bir uğrardı.
Küçük mutlulukları,
paylaşarak yaşardık.
Umudumuz çok fazla derinlere inmezdi,
biz susunca o da çekilir giderdi!
II
Gece olunca köpek havlamaları,
arasında yatardık usulca.
Kapının gıcırtısıyla kalkardık çoğu zaman.
bizim pek yazımız olmazdı. Hep serin geçerdi!
Her yıl bir kaç evlek buğday ekerdi babam;
Ya yağmur yağmazdı ya da fareler yuvalarına taşırdı.
Kış; hayatımızı hep ona göre düzenlerdik.
Hayvan yemi, inek samanı, çobana kuzu derken;
bir sonra ki yazın gelmesini beklerdik.
III
Yoksulluğun içinde umudun üzerine tünerdik hep.
Babam şehre gideceği zaman,
sabah erkende bizde kalkardık.
Hepimizin bir isteği vardı.
İsteklerimizi unutmasın diye,
parmağına bir ip bağlardı.
Akşam döndüğünde getirdiklerine sevinir,
Getiremedikleri için bir daha ki şehre gidişini beklerdik.
Oda sıkıntılarımıza cevap verememekten,
başına ağrı saplanırdı çoğu zaman.
Onun için hemen bir ip bağlardı.
Ağrıyan başa ip bağlandığını
O, zaman öğrenmiştim.
Kayıt Tarihi : 6.10.2013 15:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!