Buda-Peşte ve Tuna (Anı Yazısı)

Hatice Sarıaltın
26

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Buda-Peşte ve Tuna (Anı Yazısı)

Anılar vardır, insanın hayatında güzel izler bırakan. İçinde şiir olan ve insanı başka yerlere taşıyan anılar…

Şiir ne ülke tanıdı, ne dil, ne ırk, ne inanç tanıdı ve beni sınır ötesine götürdü.. Orada edebiyatla insanlar bir gönül oldu, orada şiirlerin dizelerinde insanlar aynı duyguları paylaştı… Gönül, yürek, aşk, sevgi kavramları nereye giderseniz gidin farklı dillerle buluşsada, aynı hislerle paylaşılır değil mi?

İki yıl önce Dil Tarih Coğrafya Fakültesinde, Macar-Türk Dostluk Derneği ve Macar Büyükelçiliğinin hazırlamış olduğu programda; 16y.y.Macar Ozan Balint Ballassi’nin şiirlerini benim okumam istendi.

Çok güzel bir ortam oldu. Şiirlerden insanlar çok etkilenmişlerdi. Sizi ülkemizde görmek isteriz demişlerdi… İnşallah demiştik.Ve aradan iki yıl geçti…

Macar Ozanın kitap tanıtım programında şiirleri okumam için Macar-Türk Dostluk Derneği ve Macar Büyükelçiğinin birlikte düzenlemiş olduğu program için Budapeşte’ye davet ediyordum..

Evet Budapeşte’ye yolculuk vardı…. Davetlerinden dolayı onur duydum. Türk olarak orada bulunmak ve Türkçe şiirlerle insanlara seslenmek ayrı bir mutluluk kaynağı idi…

Allah’ın insanlara bir lütfu olarak değerlendirdiğim uçakla güzel bir yolculuğun ardından Budapeşte’ye inmiştik.

Bizi karşılamaya gelen Macar Türk Dostluk Derneği Başkan Yardımcısı Tibor Bey ve Türkolog olan değerli gönül insanı Edit Tasnadi hanımefendi ile güzel bir şehir turu yaptık…

Tarihine bu kadar sahip çıkıp, tarihi güzelliklerini koruyan ve bu güzellikleri sergilemesini bilen bir şehir….Budapeşte…..

Macar Ozanı Balint Ballassi’yi anma programı; Macar Bilimler Akademisi’nin muhteşem binasında yapıldı. Bina eski tarihi yapısı ile insanı büyülüyordu. Duvarlarda asılı büyük yağlı boya tablolar, ayrı hava katıyordu binanın iç dekorasyonuna…

Duvar ve tavan süslemeleri,tabloları andıran bir görüntü sunuyordu. Programın yapılacağı salonunun duvarlarında büyük tablolar yer alıyordu. Sanatı her yerde görmek ve hissetmek mümkündü… Işıklandırmanın muhteşemliği de tabloların güzelliğini devleştirmişti adeta…

Türkiye’den götürmüş olduğumuz kırmızı ve beyaz kurdelelerle süslenmiş nazar boncukları, gelen konukların çok ilgisini çekmiş ve yakasına iliştirmişlerdi. Salon dolmuş, ayakta kalan izleyiciler bulunmaktaydı…

Program Macar Ozan Balassi Balint’le ilgili konuşmacılar arasında Türkiye’den giden Sosyolog Sayın Dursun Ayan’da bulunmaktaydı. Macar ozanın çevirilerini Edit-Tasnadi ile birlikte yapmışlardı. Şairle ilgili konuşmalar sonrasında sıra bize gelmişti…

Macar Müzisyen Tamaş Bey’in yorumu ve sesine birde çaldığı kopuzun sesi eklenince mükemmel bir icra ortaya çıkmıştı. Tamaş Bey’in şarkı ve türkü formatında okuduğu Macar şiirleri ardından ben Türkçesini okuyordum. Mükemmel bir düet şeklinde devam eden program sonunda çok fazla alkış ve beğeni almıştık…..

Dinleyiciler arasında Türkçe bilmeyen çok sayıda insan vardı fakat şiirleri öyle dikkatli takip ettiler ki. Dil farklıydı ama o an gönüller bir olmuştu sanki… Macarca ve ardından okunan Türkçe okunan şiirler dinleyenlerin yüzlerindeki, gözlerindeki ifadeleri çok güzel ortaya koymuştu…

Macaristan Büyük Elçisi, Akademinin broşünden takdim ederken, mutluklarını ifade ettiler.

Program bittiğinde, Macar ve Türk konuklar beğenilerini anlatırken, bende çok mutlu olmuştum.

Neden? Çünkü bir Türk olarak oradaydım. Macar bir şairin şiirlerini kendi dilimizle ifade etmenin onurunu yaşadım.

Sayın Edit Hanım Macar ve Türk dostu bir insan. Beş yıl Türkiye’de Dil Tarih Coğrafya Fakültesinde Türkoloji bölümünde çalışmış.Tarihi bilgisi, güzel türkçesi, güzel yüreği ile bizi hiç yalnız bırakmadı. İnsanlarla iletişimimiz de bize tercümanlık yaptı..

Kokteyl sırasında tanıştığımız çok fazla gurbetçimiz vardı. Benim Türk olarak orada olmam onları bir hayli duygulandırmıştı.

Bunlardan dört genç kızımızsa okumak için gelmişlerdi Macaristan’a…”Sizi ilk gördüğümüzde inşallah Türk’tür”diye düşündük dediler. Özlemle sarıldılar. Belki özledikleri vatanları, belki özledikleri anaları, babaları, sevdikleri oluvermiştim o an…. Gurbette olmanın duygusu, beni onlara daha yakın hissettirmişti… Sohbet ederek, özlemleri biraz hafifletmiştik.

Macar Ozan Balint Balassi; soylu bir ailenin oğludur. Rönesans sanatının en parlak dönemi olan 16 yüzyılın ikinci yarısında, Macar şiirlerini dünya seviyesine yükselten ilk modern Macar şairidir….

Balint Balassi şiirlerinde yaşadığı derin aşkların izlerini dizeleştirmiştir. Tanrı sevgisi ile yazdığı tasavvuf şiirleri de yer almaktadır. “Bizim Halk şairlerimiz şiirlerini anımsatan bir çok şiirlerine de rastladım.

Şiir sınır dinlemedi… Kültürleri birleştirdi...

Şiir programı ve kokteyl sonrasında akşam yemeğe çıktık ….

Gulaş yemeği, Macaristan’ın ünlü bir çorbası. Bilenleriniz muhakkak vardır. Bilmeyenler için biraz anlatalım mı? Bizde yemek olarak adlandırılacak olan bu çorba aslında bir şekilde patates ve etten oluşan, içinde havuç ve kerevizin bulunduğu bir yemek çeşidi.Yalnız fark içine katılan tuz, un, ve sudan oluşan minik minik hamurların olması idi…….

Bizim yemek masamızda olmazsa olmazımız su, orada farklı bir şekilde masada bulunuyordu. Su içine sıkıştırılmış karbondioksit gazı içeren maden suyuna benzeyen bir içecek …

Sohbet eşliğinde devam eden yemekten sonra otele kıyafetlerimizi değiştirmek için gittik. İnce topuklarla geç saatlere kadar ayaklarıma karasular inmişti…

Rahat kıyafetlerimizi giyinip Budapeşte’nin eşsiz güzelliğinde gece turumuza yine devam ettik…..Işıklandırmalarla Budapeşte ışıl ışıl göz kamaştırıyordu…

Budapeşte görülmeye değer güzelliklerini saklayamıyordu. Sanat, hayatlarının içindeydi, metro giriş ve çıkışlarında rastladığım heykeller şaşırtmıştı beni…

Sokaklara, parklara, caddelere yapılan şairlerin, yazarların heykelleri ortama başka bir hava katıyordu… Kültürüne, sanatçısına, tarihine önem veren bir milletti Macarlar…

Buda ve Peşte olarak şehri ikiye bölen Tuna nehri muhteşemdi…. Tuna nehrinin üzerindeki Zincirli Köprü, akşam ışıklandırıldığında görkemini ortaya koyuyordu. Köprü girişlerinde sağda ve solda iki tane aslan heykelleri bulunmaktaydı…

İngiliz bir mimar tarafından yapılan Zincirli Köprü öyle kusursuzdu. Köprüyü yapan mimar; “Bu köprüde kim bir kusur bulursa, her şeyimi veririm” demiş….

Efsane bu ya küçük bir çocuk çıkıp “Aslanların ağzında neden dilleri yok demiş”…

Yağmur çiseliyor bir akşam vakti Budapeşte’de…. İnce ince yağan yağmur güzel bir manzara çiziyor; sonbahar renklerine boyadığı sarının, kırmızının, yeşilin her tonunun doğaya kattığı renk uyumu insanı çok etkiliyor…

Ağaçlardan dökülen yaprakların, yerlerde bıraktığı görüntü ressam için bir tablo çizme hevesi uyandıracak derecede güzel, bir şair için şiir yazdıracak derece de etkileyici, bir yazar için hikaye edilecek kadar muhteşemdi….

Eminim Budapeşte’yi görenleriniz benim gibi düşünüyordur… Daha önce gördüğüm birkaç ülkeden çok daha güzel ve temiz buldum buraları…..

Buda kalesi, Makyöj kilisesi, Balıkçılar Burcu, Zincirli köprü, Elizabet köprüsü, Özgürlük anıtı, Tuna Nehri ve daha bir çok yer Budapeşte’yi güzel kılan görüntülerdi…

Üç günlüğüne gittiğimiz Budapeşte’nin görülmeye değer çoğu yerini de göremedim fakat, kısa sürede sonbahar izlerini taşıyan bu güzel şehir büyüledi beni… Güzelliğini herkese sunmak için de kucak açıyor …

Gitme fırsatı bulup ta nereye gitsem diye düşünen herkese tavsiye ediyorum….

Alıp başınızı gidersiniz sınır ötesi ülkelere, kimi zaman gezmek, kimi zaman iş için, kimi zaman kendinizden kaçacağınızı sanarak ama hep içinizdeki varolanla gidersiniz….

Ülkeler, sınırlar aşar… Farklı kültür ve medeniyetle dolarken benliğiniz, yinede hasretiyle yanar yüreğiniz memleketinizle… Doğduğunuz yer, soluduğunuz hava sizinle bütünleşmiştir… Bu sevgiyi de gömersiniz gönlünüze gidersiniz ve gurbettesinizdir, bir yanınız kırık bir yanınız memleket özlemiyle dolar ha dolar…..

Her sabah erken saatlerde, Edit Hoca’ kaldığımız otele gelerek bizleri gezi için alıyordu. Ve Budapeşte gezisi erken saatlerde başlıyordu…

Zamanın kısıtlı olması, zamanı iyi kullanmamızı gerektiriyordu… Akşam yatmadan yatmaya dinleniyor, diğer zamanlar Sayın Edit Hocanın eşliğinde yürüyüşlerle dolu şehir turumuza devam ediyorduk..

Kısa ama dolu dolu geçen Budapeşteli günlerimiz bitmişti…

Güzel izlerle ayrılmanın mutluluğu insana huzur veriyordu. Ve tabi ki Macaristan’da -Türk Dostluğunu görmek beni çok duygulandırdı.

Taksiye bindiğimizde kamera ile geride bırakılan güzellikleri karelemeye çalışıyordum….

Hızla geçen binalar, doğanın muhteşem görüntüsü kameranın belleğin de yer ederken, yaşadıklarımız gözümün önünden geçerken onları da karelerle bütünleştirdim…..

İşte güzel bir gezi…

Geride tanıştığım ve ilerde hep görüşebileceğim güzel insanlar…..

İnsanların hafızalarında kalan, şiirlerin izleri… ….

Dilerim bizlerde Türk olarak, Macar Dostlara güzel izler bırakmışızdır belleklerinde….

Küçük bir anı olarak; Macar Ozan Balint Balassi’nin şiirlerinden birkaç tanesini Türk Müziği eşliğinde cd.ye okuyarak armağan etmiştim...

Budapeşte radyosunda, cd-de yer alan şiirler yayınlandı. Budapeşte halkının yüreklerinde güzel izler bırakmıştır dilerim….….

Macar-Türk Dostluk Derneğine, Macar Bilimler Akademisine, Sayın David Bey, Tibor Bey, Tamaş Bey ve güzel gülüşlü, güzel gönüllü Edit Tasnadi Hocama çok teşekkür ediyorum….

Sanat bütün insanları, bütün ülkeleri kucaklaştıran bir sihirli güç..

Bu güçle insani duygularla buluştuk, güzel izlerle ayrıldık…

Budapeşte’den dönüşte uçakta görünen İstanbul’un muhteşem görüntüsü insanı büyülüyor… Boğazın görüntüsü, denizin pırıltısı, mimari yapısı ile nazlı bir gelin gibi İstanbul…

Türkiyemizin doğal güzellikleri asla ve asla tartışılamaz…Yeter ki tarihimize, kültürümüze sahip çıkıp koruyabilmeli… Kendi güzelliklerimizin farkında olabilsek ve yok etmesek değil mi?

Ülkeleri gezmek görmek elbetteki çok güzel ama, kendi kültürümüz, kendi dilimiz, kendi değerlerimiz hayatımızı kolaylaştıran, anlam katan çok önemli değerler…

Ve ülkemize Türkiyemize kavuşmanın mutluluğunu hissediyorum, huzurluyum…

Hatice Sarıaltın
Kayıt Tarihi : 11.9.2008 11:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hatice Sarıaltın