Bu Yılsız Yılın, Yok Şehrinin Güzeli ...

Aylardan aralık
Günlerin son demi
Saat...
Saat beni sen geçiyor. Hayat durmuş, aşk on ikide; ama sen yoksun .
Bu yıl da yine sensiz, yine hüzne bebek
Sana ağlıyorum gel sustur bu aşk bebeğini.
…: Bu yıl sensiz yaşamayı toplamayı,sensizliğimi yalnızlığımdan çıkarmayı, keşkelerimi bölüp elde kalan güzele sağlama olmayı,aşkına çarpılmayı öğrenip dört işlemle dört mevsim arasında kalıp gelmeni bekledim “Can çiçeğim”.

…:Bu yılsız günlerin şafağında seni gördüm,aynada kendime bakarken,içimdeki sen yansıdı aynaya.Yine aynı travmatik yansıyış, yine seni özleyiş melodramasında nemli gözlerle bir gülüş yakarışına girdim.İçimdeki sen güzelliğinden, derin bir koku kaplar.
Göremediğim gözlerinin göz bebeklerine bebek olmayı topladım hayalimde.
Cehennem günler yaşattığın demlerin küllerinde gülünü, gül halini, gül helalini kokluyorum.
…:Sensiz esen rüzgarın son esintisinde kendimsizliğime kavuştaklar okuyorum. Sazıma uymayan güzel türkülerin güzel dilinde susuyorum.Seni düşlerimin bam telinde çalıyorum.Seni görmenin kör olma finalindeyim

…:Yaryüzün kapalı göstermiyor seni , sisler, içlenmiş hisler. Bu “ yok şehrimde” alizeler kopuyor ,kopuşlarımızı tümleyen özlemlerle.
…:Kıyısız aşkların sahiline taşıyor beni Yunus’lar. Göz yaşlarının dalgalandırdığı bu ummanın ummisi olarak bekliyor aşk adına senden cümleler.
- Aşk, yokların işidir, aşk bir ruhta, bir bedende, bir isteyişte yok oluşun risalesidir, beni oku senden diyorsun.

Aşk hızıyla yaşadığımız günlerin geri gelmesini istedim .
…:Gittiğin belirsiz rayların trenlerine makinist oldum. Bindim gittim, her adımına seni bulamadan kendimi buldum. Ben aşkın doğusundayım gözlerimde güneşim, yüreğimde mistik sevdalar, büyük aşkların çeşnisinden yapılma sevi gönlüm ve seni unutmak iksiri.
…:Sen aşkın ortadoğusu. Bir yanın Leyla’nın Kudüs’i, bir yanın Şirin’nin metruk kenti, bir yanın benim yaktığım aşk kütüphanemizin külleriyle yıllardır berrak olmayan Fırat… Sen ortadoğusun. Kanayan yaranın kan alıcısıyım. Meşhur bir Mecnunluğa soyundum. Kentini yeniden başkentim etmeye gelen aşk kralıyım.
-Haydi fethine çağır beni!

…:Sen’sizlige atomlar büyütüyorum.Gayrı ben yokum ,sen’e geçişimde yok.Gayrı permalarımı arama, sana olan yakarışlarımın küffarı oldun.
Sularımı yakan damlaların suçlarımı yakamadı yar.Sensizliğimi mahpus talihinde fevrim dönüyor, sen yarına uydu gibi döndüğüm dünyada.
…:Her acıda sen filmi yeniden oynamaya başlıyor. Seni az anayım derken, kendimi anmayı, güzelliklere sunmayı unuttum.

…:İçimde sessizce seni yaşama melodileri dinliyorum. İç çocuğumla dış oğlum arasında çatışmalar var. Büyüyemiyor iç çocuğum.Sensizliğimin aç köpekleri sokaklarında senden kalma güzellerin etleri peşinde.

…:Ruhuna hüküm giymiş sevgiliyim. Senin meteliğine kurşun atmış ,senin ela gözlerinde belalara karışmış, senin damlalarında vicdanen erimiş bir ermişin seni yeniden görmemiş haliyim.
-Hadi uyandır içimdeki çocuğu !
-Hadi doyur dışımdaki senden başka güzellere haz ödevi olan bu hovarda çocuğu.

…:Öylesine söylenmemiş sözlerin aşk çöplüğü değil yüreğim.
Yakarışları yakan can yüreklerin sondan ve senden önceki cemi cümleyim.
…:Daha dersimiz bitmedi. Özlemler idealardaki gibi tutturmuyor gelişlerini.
-Daha fazla acıtan günlerin sunağına atma beni. Testisini doldurmaya koşan güzellerin sulu sepken günlerine atma beni.

…:Bu kanayan yaranın ağıdını başka güzellere besteleme. Bu yaranın pansumanını başka yare yaptırma yaralım.
“ Bir bakışın ölmem için yetecek”
Bir sende kalış yeniden dirimem için yetecek,anla beni Elisya.

…:Sensiz her gün ölürken, ölümü isteme benden. Ben sensiz ve de ölümsüz bir maşukum. Tek çaresi aşkında olan dermanların dirhemindeyim.
-Haydi uyandır beni senli aşk yıllarına!
Haydi dile benden sana kalan ömrü…