Bekleyip durur sandalye bırakıldığı yerde
Senelerdir bitmez gözcülük nöbeti
Gün altından alsa birisi
Bir sabah kahvaltısında,yemek masasında
Yada laf laflaflama sırasında başlasa görevi
Bu yerler ölür böylece
Son sakinleri göçerken ebediyete
Bıçak soksan gölgeme,
Sıcacık kanım damlar.
Gir de bak bir ülkeme:
Başsız başsız adamlar...
Ağlayın, su yükselsin!
Devamını Oku
Sıcacık kanım damlar.
Gir de bak bir ülkeme:
Başsız başsız adamlar...
Ağlayın, su yükselsin!
.Beğeniyle okudugum bu güzel şiirinizi,tebrik ve teşekkürümü bırakarak ayrılıyorum sayfanızdan.
Saygılar
KUTLARIM ÜSTADIM TAM PUANLA SEVGİLER
Fıtrat demek geliyor içimden...Fıtrat
Kanayan taraflarımızı bir türlü durduramıyorduk,
Başkalarının denizinde yüzüp kendi derelerinde boğulanlar,
Cinayet gibi ölümlere fıtrat diyordu.
Can pazarıydı sanki ülke, fıtrata fidye verilen gidiyordu,
Fıtrat gerçeğin hücumuna meydan okuyordu,
Öldürmek işin fıtratında diyor,
Kanlı pazarın üzerini örtüyordu.
Çok teke yeniliyor, kirli karanlığın gölgesinde kurtların avına takılıyordu,
Güneş yeniden doğunca unuturuz nasıl olsa,
Gündeme fıtratı sığdırıyordu.
Yeni günde güneşin sıcaklığında cinayete kurban gidenlerin kanları kuruyordu,
Bilmeyenler fıtrat ne diyordu?
Fıtrat varlığın doğası demekti,
Birilerine göre ölmekti, birilerinin birileri çıkarına ölmesi birileri için fıtrattı.
Doğa her canlıyı hoş geldin diyen kollarıyla karşılar, sunacağı her güzelliğe çağırırdı,
Söylenenlere ve duyduklarımıza inanmaktı fıtrat,
Oysa gerçek söylenmeyenlerdeydi, duyulmayanlardaydı, sessizlik gerçeğe, fıtrata daha yakındı,
Gaflet ise söylenerek yakınıyordu.
İnsanın derinliği dinginliğini genelde korur,
Yalanın dalgası üzerimizde dolaşsa bile,
Hakikatin iki şeye muhtaç olduğu gerçeği değişmiyordu;
Dillendiren/dillendiremeyen, anlayan/anlamayana eşitleniyordu,
Kendine karşı adaletsiz olmaya alıştırılanlar baskıya başını bile kaldıramıyordu,
Çünkü fıtrat öyle diyordu.
Bilmemiz gerekenlerin sonuna ulaştığımızla, duymamız gerekenlerin başında olmamız gerektiğini geç anladığımızda bu tuzağın uzağında olamıyorduk.
Az sayıda karanlıkta uyanık, çok sayıda aydınlıkta uykudaydık!
Akıl sürülmemiş tarla gibi ekilmişti beyinler,
Fıtrat ne ekmişse onu biçiyordu tam istenen gibiydi ekinler,
Gerçekte bir tek kendimizle konuşuruz işin aslından,
Kimi zaman sesimiz yüksek olur başkalarının duyabileceği faslından,
Kendisinden veremeyenler başkalarından kolay verebiliyorlardı, çünkü sahip olmadıkları şeylerden çok verme alışkanlığı edinmişlerdi,
Bunun hesabını da fıtrat hesabında tutuyorlardı,
Fıtratın hesabını tuttuğunu sananlar ölçüsüz ve sınırsız bir deniz gibiydiler,
Yaşanan aslında fıtrat değil fıtratın sunduğu fırsattı,
Sadece birileri bunu çok güzel sattı,
Kurbanlar toprağın altında yan mı gelip yattı?
Bu sefer sığınılan liman fıtrattı!
Hakikate kulak veren hakikati dillendiremeyenden daha basit değildi,
Duymak istediğini, görmek istediğini duyan ve görenler basitti,
Beşeri hayatın taraflı yasalarını ancak dahiler ve deliler yerle bir edebilirdi,
Oysa yasa çiğnemek kimlere kalmıştı!
Baharı yüreğimde saklıyorum diyen kışa kim inanabilirdi ki?
Zalim zevklerin tutkusu acılarımızı oluşturuyordu,
Hayret etmek uyanışın başlangıcı olacaktı,
Sanki fıtratta uyanmak yoktu,
Uyanmasınlar diye fıtrat fırsattı!
İnsanlık ezelden edep denizine dökülen bir ırmaktı,
Bu denize bir damla bile olmayı hak edemeyenler sürekli kenardan baktı,
Bu denize yanlışlar doğrulardan daha çok savunularak aktı.
Evren diyecek ki burada senin geçişin yaşıyor, yolun gelecek nesillere diyecek ki bu yolu ancak görebilecek bir yürek aşıyor!
Bu iki ucu tutulamayan devrandan her geçen artık şaşıyor.
Önder Karaçay
Yüreğinize sağlık kutlarım..
İş kazaları için gerekli önlemler alınsa kayıplar mutlaka daha aza indirgenebilir! Maden topraktan, insan gücüyle çıkarılabilecek iş oluşuyla zor meslek! Kutlarım, yüreğinize sağlık...
Bekleyip durur sandalye bırakıldığı yerde
Senelerdir bitmez gözcülük nöbeti
Gün altından alsa birisi
Bir sabah kahvaltısında,yemek masasında
Yada laf laflaflama sırasında başlasa görevi
Bu yerler ölür böylece ------Yine şair dertli dertli , bir habishane gibi gibi diyor şehir ,çok harika dizelerle yazılmış bir şiir okudum kutlarım saygılar sunarım .
madenciliğin fıtratında kazalar var demişti birileri,
insana değer verilmeyen bir dünyada yaşıyoruz maalesef.
yüreğinize sağlık üstadım.
EMEKLE MEYDANA GETİRİLMİŞ HER ŞEY SAYGIYA DEĞERDİR. BU BAĞLAMDA BU GÜZEL ŞİİRİN ŞAİRİNİ TEBRİK EDER SAYGILARIMI SUNARIM. ANT.DE
yüreğine sağlık..
Her mesleğin kendine göre bir hastalığı var. Maden işçilerininki de çok ağır bir bedel ödeme. Çare var mı? Kara elmas topraktan çıkarılacak. Ben, sen veya o... birileri bunu yapacak. TOPRAĞIN İÇİ BOŞALTILIP ÖZÜ ALINACAK.O da toprağın ölümü belki. Ama ölmeden işe yarayacak. İnsanlar da öyle. Ölmeden ne kadar yararlı olduklarıyla ölçülür değerleri.
Maden işçilerinin çalışması elbette kaçınılmaz bir olgu.
GÜNÜN KOŞULLARINDA İNSAN EMEĞİNDEN BAŞKA SEÇİM YOK BU KONUDA.
Aslolan o değil...İnsanca çalışmaları. İş yerindeki düzenlemelerin dünya standartlarına göre yapılması. Sık sık sağlık kontrolünden geçirilmeleri. Beslenmelerine dikkat edilmesi. İş kazalarının asgariye indirilmesi için gerekli çalışmaların yapılıp önlemlerin alınması...
Madencilerin yürek sesi olan şairi kutluyorum içtenlikle. Nicelerine Muharrem bey. Esenlikle...
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta