haksız yere kıyılan, tüm canlara…
uçurum kıyısında, çiçekler açar,
koparsan yazıktır, kollasan zulüm,
ne kadar dürülüp, saklansa acılar,
kırık bi’ türküdür; söylenir ölüm…
………………………………………….
şafakta vurulur, ilk sökümde baharlar,
deniz de çekilir, kum da kurur,
çarparak alnına hayat; ayıpmış gibi,
umut yaralanır, kahır da kurur…
………………………………………….
uykum pıhtılandı, gece; kıpkırmızı,
içimin kuşu yaralı, saplandı sızı,
dem tutamaz saatim, gün ağarmaz,
ağlarım, kururum, kanım hiç akmaz…
………………………………………….
soyunmuş kahpe kin, çıkmış kınından,
öfke; zehir-zıkkım, akmış balından,
bombalarla tükürür, kopkoyu maraz,
acıdan sağırlaşmış, yürek, gözden damlamaz…
………………………………………….
delirip de yaşamın, çıkmış rayından,
ne havan topu, ne de mayından,
ölüme mezar kazıp, kendi payından,
gülü koynuna alıp, gider ölüler…
………………………………………….
savur at geceyi, yılık omzundan,
çöz şu bilmeceyi, sorup aklından,
can, neden cana kıyar? ..
bunca keder, kaç cepheye sığar? ..
………………………………………….
bu ülke, bi’ gün, sevgiyi bölüşecek,
güneşi doğuracak, buzları çözdürecek,
güleç çocuklar gelip, yaşamı sevdirecek,
hânemize dolunay, inecek bi’ gün…
19 Şubat 2016 Cuma / İstanbul
Halil IşıkKayıt Tarihi : 26.2.2016 23:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!