Gülüşünün izi silindiğin havlu
Hüzün yüzünü asmış duvara
Geçmemiş sarhoşluğum kokun sinmiş odaya
Bilerek unutulan halka, kuma yüzü
Öksüz aldatan gibi olmasın aşkta
Not:
Anımsatma.
Oturduğumuz masa
Korumamış sıcaklığını dolaştığımız park
Sol elim mutlu demiştim
Yanlış
Şiirde yanılsama.
Olsun...
Hatıralar biriktirdik tat aldık hasrete katık
Öpüştük göz önü yol ortası
Ne varsa bastırılmış ne varsa
Gül beyazı bir aşkla uyardık uyutmadık.
Deli tay tepinen hayat biten gün gelen korku
Ölüm tadı nar rengi
Ve öyle sevdim ki can seni cehennem gibi
Allah’ına baş kaldırdı melekler
Tanrı peşimde şimdi.
Yağmalık içsel dünyam
Fırtınam
Soyluluğumdan soyundum
Acının atı şahlandı bir kez yasak sevdim
Bir zehirli tuğra yapıştırdım alnıma
Diyet dedin can verdim kırıldı aynam
Al işte deli beyliğim
Acının Allah’ını çektim.
Yorgunum ağır yükümsün ey ayrılığın dili
Adını yanlış düştüm
Sokağımı kaçırdım arka bahçeye
Arakladım takibime çıkan hayaletleri
Attım cebime
Uç dedi söz
Gözümün içine düştü yüzün
Uç dedi
Birikti hüzün, küt diye düştüm yere.
İki ay üç gün sürdü
Bence en yenik düşümdü
Bil yerini
Bu kadar da yürekli değildi sevda
Dibi delinmiş kavuşmaların
Gönülsüz sözlerin sırrı dökülmüş
Boynuma bırakılan morluklar kadar
Ömrü kalmamış aşkların
Bil yerini
Çocuk, oyunlar oynama yalnızlığımla
Unutulacaksın.
İtirafın itiraz gerektirmez teslimiyetine
Hafif yanını koydu
Bu…
Yüreğinden büyük korkundu dışa vurdu.
Korku çok erken başladı sende
Çarpılar sınır taşları, özlemim bu değildi ki
Olmasa bekçileri dünyamın, yuvarlanıp dursam üstünde
Deli poyrazlar gibi.
Söz vermiştim ya bir yüzük aldım sana
Hem kırmızı kurdele da taktırdım
İçimi sıyıran hıçkırıklarla
Avucumda taşıdım sahile kadar.
Bunu sana söylemeyecektim aslında
Şiir sır saklamıyor
Çekip alıyor gizli söz verişleri
Döküyor mısralara.
Telefonda, tarih on ikinci ayın onunda
Bir mısra okudun bu şiirimden
Bilerek unutulan halka ‘korktum’ sözcüğü
Sana ıslık bana bıçaktı ağzında.
Çöktüm yaralı bir gürültüyle
Ağladım sarsıla katıla
Ya sonra…
Baktım baktım gözlerime ve tükürdüm
Resminin bulunduğu aynada
Sana ve kendi yüzüme.
Bu saatten sonra
Şiir müsaade etmiyor susmama
Parçaladım yüreğimi işte, onunla yazıyorum sana
Eline kan sızarsa korkma
Hani
Beni sen yarattın demiştin
Yalanlıyorum bunu da.
Ben o yüzüğü
Denize atılan bir çelenk gibi
Aşkının cesedine bıraktım
Adımı yazdırmadım içine
Sadece adının baş harfi
Ve iki S iç içe
Seni sevmiştim demekti.
Her yerine sağır bir perde çektin
Hiç karanfil kokmadı ki ellerin
Can...
Al kokunu git dünyamdan
Adını şiire yasaklıyorum.
Ey karanlığına kitlenen nokta
Ben aşka türbe değil toprak olmak isterim
Sırtım dönük durmayacağım yaşama
Bütün tevekkülleri reddediyorum.
Kayıt Tarihi : 14.6.2005 00:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Fırtınam
Soyluluğumdan soyundum
Acının atı şahlandı bir kez yasak sevdim
Bir zehirli tuğra yapıştırdım alnıma
Diyet dedin can verdim kırıldı aynam
Al işte deli beyliğim
Acının Allah’ını çektim. ''
''Bunu sana söylemeyecektim aslında
Şiir sır saklamıyor
Çekip alıyor gizli söz verişleri
Döküyor mısralara.''
Çok güzel bir şiir okudum Çok etkilendim..
Kutlarım
TÜM YORUMLAR (2)