Bu Şehrin Bana Borcu Var

Selahattin Durna
66

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Bu Şehrin Bana Borcu Var

Bu Şehrin Bana Borcu Var

Bu şehrin bana borcu var kızım
Ona iyi bak!

Bu şehrin bana borcu var kızım;
Otuz yıl önce bu şehirde başladım
Geceleri kalkıp şiir yazmaya.
Bu şehirde fark ettim hep
Ayakkabılarımın eski
Gömleğimin kirli
Ceplerimin kirli olduğunu.

Bu şehrin bana borcu var kızım
Onu iyi tanı!
Otuz yıl önce de böyle sarı saçlı
Böyle güzel gözlü
Böyle dalyan,böyle cillop
Kızları vardı gene;
Penceremin önünden geçip giden
Pencerelerinin önünden geçip gittiğim
Hiçbirisi dönüp bakmadı yüzüme
Hiçbirinin yüzüne dönüp bakamadım…

Bu şehrin bana borcu var kızım,
Onu iyi belle!

Sigaraya bu şehirde başladım ben
Bu şehirde tanıdım Nazım’ı ilk
En delikanlı düşlerime
Bu şehirde kıydım ben.
Acıktım,bir kase yoğurdu çok gördü bana
Ateşlendim,bir dilim portakala kıyamadı.
Çorap ördüm,kilim dokudum,şurup sattım
Karpuz yükledim kamyonlara.
Pamuk çapaladım,pamuk topladım.
Uçsuz bucaksız tarlalar vardı otuz yıl önce
Hani şu kapısından bile geçemediğimiz
Otellerin yerinde.
Gölgesinde Oğuz Özdeş,
Gölgesinde Esat Mahmut okuduğum
Fıstık çamları vardı.

Rahmet bekleyen tohumlar abarttım bu şehirde ben.

Bu şehrin bana borcu var kızım,
Onu iyi kolla!

Birisi kör talih,kahpe felek biri,
Biri bu şehir.
En gece kondusunu bana münasip gördü
En kirli yorganını bana ayırdı hep.
Bütün yağmurlarına şemsiyesiz yakalandım
Bütün bayramlarına elbisesiz.
Üşüdüm ağustos sıcağında bir başıma
Şubat soğuğunda sırılsıklam terledim.
Büyük kapıların önünde kalakaldım hep
Küçük kapıların arkasında sahipsiz.

Ben bu şehri
“Bütün orduları dağıtılmış
Bütün tersanelerine girilmiş
Ve her köşesi bil fiil
İşgal edilmiş” buldum hep.
Ne denizinde bir kulaçlık su
Ne kaldırımında bir omuzluk yer.
Sinemalarında bütün biletler satılmış,
Tiyatrolarında bütün koltukları dolmuş buldum hep…

Bu şehrin bana borcu var kızım,
Bunu aklında tut!

Senin şair,senin öğretmen baban,
Bir gün yanılıp da;
“Bu şehre çok şey borçluyum;
Çok şey öğrendim bu şehirden ben”
Derse çıkıp karşına;
İnanma!
Yokluk öğrenilmez ki,açlık öğrenilmez ki,
Ayrılık öğrenilmez ki,acı öğrenilmez ki…
Ölüm öğrenilmez ki…
Asıl olan hayattır.
Güzel yaşamalar içindir bu güzelim yeryüzü.
Ak saçlar biriktirme! ”gözlerde mor halkalar”
Biriktireceksen eğer
Gülücükler biriktir.
Işıl ışıl bir kahkaha göz yaşından gerçektir…

Bu şehir beni sevmedi,kara gözlüm;
Ama biliyorum,seni sevecek…

Çünkü sen ta gözlerinin içine bakacaksın bu şehrin
Öyle kaçırmadan.
Toprağa sağlam basacaksın basarken.
Unutma bu şehir,
Artık ayaklarını sana uyduracak…

Denizleri var; eskiden de vardı; ta Karayipler’e kadar.
Korkma,daldır ayaklarını!

Dağları var; eskiden de vardı;
Bir ucu Tibet Yaylası’nda,bir ucu Alpler’i bulur.
Çekinme,savur saçlarını!

Bu şehir senden öğrenecek,
Bir oyun havasında nasıl ağlandığını.
En güzel keman konçertosunu
Senden dinleyecek bu şehir.
Bu şehir Motzart’ı senden dinleyecek artık.

Bense yeşil bir köşesinde belki
Gözlerimi Akdeniz bir ufka dikip
“Bana olan borçlarını sildim
Hakkım helal olsun Antalya! ”diyeceğim.

Ödenmemiş senetleri var elimde;
Arkası yazılmış çekleri…

Unutma sakın;
Bu şehirden alacaklıyım ben kızım! ! !

Ocak-Şubat 2003
ANTALYA

Selahattin Durna
Kayıt Tarihi : 6.8.2005 17:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Yüksel Nimet Apel
    Yüksel Nimet Apel

    Bu mükemmel şiirirdeki bir kelime yüzünden şiirin bir notunu kırıyorum. Bilmemki haksızlık mı ederim. Şiiri bu kadar çook beğenmişken 'cillop' kelimesini şiire hiiç yakıştıramadım. Farklı düşünenler çok olabilir ama bu da benim görüşüm. Maksadım aykırı görüşle ilgi çekmek değil ama gerçekten o kelime dışında hayran kaldım şiire teşekkürler.

    Cevap Yaz
  • Naime Erlaçin
    Naime Erlaçin

    Bugün başka bir şiiriniz 'günün şiiri'nde...
    Ama keşke yukarıdaki şiir seçilmiş olsaydı. Borç ödemenin bir yolu yok ama hiç değilse gönül almış olurduk...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Selahattin Durna