Ayrılığın ateşi sarar dört bir yanımı..
Bu sokaklarda sen vardın,senin kokun vardı, çocuklar gibi sevinçler saçan tebessümün vardı..
Umutlardan yükselen sevdiğin ümitlerin vardı..
Sokak lambaların ışığında yürürken hiç ürkmeden meydan okurdun koca şehre.. ağızın çıktığı kadar bağirir şahit ederdin karanlıği üzerine..
Sen o neşeli tavrınla aşik ederdin üzerine ışık tutan yıldızları..
Uzaktan gelen ince bir sese bile nota bulur, rüzgara nağme olurdun..
O kadar yüreğin güzeldi ki senin.. her hayrın içinde şer olmasın diye dua eder, nazarın kelamı bile sakınırdı senden...
Bu yüzdendi ardından her sesleniş, her bıraktığın izler..
Her akla gelen senin adın.. senin sokağin..
Hiç yüreğinde büyümeyen en tatlı çocuk...
Ben yalnizken üzerime geliyor bu şehir, hesap soruyor bütün kaldırımlar... Beraber Yürürken adımlarımı sayardın o günler geliyor hep gözümün önüne...
Üzerimde burukluğun hep kamçılıyor ciğerimi..
Sigaramın dumanından siner hasretin, bu yüzden ağzımdan hiç düşürmem...
Sensizken nefes almak bile haram bana...
Hep derdin ya bu şehir bize yetmiyor..
Haykırırdın denizdeki dalgalara ben bu şehirde boğuluyorum..
Sorardın uçan kuşlara.. Yolumu kaybettim çakildim duvara..
Sen o gün yüzüne meskenken ben gül yüzüne hasret kaldım..sevdiğim....
Haber vermiyor artık bu şehrin ışıkları geleceğini...
Gönlüm gam kederdeyken ellerim nasılda titriyor, nasıl da uyku girmiyor bu yorgun gözlerime...
Kayıt Tarihi : 11.8.2019 04:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!