Gecelerim zifiri karanlık, martılarıma yükledim kederlerimi kanat çırptıkça bulutlarda mavileri getirir belki, belki açar gönlümdeki o zifiri karanlık. Aydınlıklara ulaşır gönlüm. Anlatması zor, anlaması hepten zor anlatılabilinir mi onu da bilmiyorum. Evin ışıklarını görüyorum yoldan geçerken sarı beyaz. İçime hepten hüzün çöküyor. Uzaklardayım senden, yüreğinden hepten uzaklardayım. Seni düşündükçe içimi keder kaplıyor. Gözlerini düşünüyorum, gülüşünü beyaz dişlerini. Bakışını görüyorum karanlıklarda seviştiğimiz zamanlardaki. Öyle yumuşaktı ki sesin öyle güzeldi ki her şey. Yenildim. Yeldeğirmenleriyle savaşamadım, anlamsız sevdalarla. Yetmedi yüreğim. Sevdiremedim kendimi sana. Sarılışının benden uzaklarda olduğunu bilseydim, bilseydim başkalarını taşıdığımı, dokunmazdı o zaman ellerim sana, sevmezdi yüreğim bu denli ve ben deli divane olmazdım böyle sensiz zamanlarımda.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim