İktidarda oldukları sekiz yıllık sürenin her gününde, bir farklı gerilimi, isteyerek, acemice hesapları ile ya da stratejileri gereği yaşattıkları halkımızın önüne, şimdi de iktidarlarını hem de yargı denetimi olmadan sürdürebilmelerine örtülü destek olacak sözde “daha çok demokrasi” ambalajlı bir oylama getiriyorlar.
Ben referandum oylamasında; bildik oyunlara sapmadan, çifte adres, çifte kimlik kullanmadan, ölü halimi diri göstermeden, yani hile yapmadan aynı zarfın içinde tek oy görünümlü iki HAYIR oyu birden kullanacağım. Bu oylardan biri beynimin ve düşüncemin, diğeri ise yüreğimin ve duygularımın oy’u olacak.
Çünkü ben, düşünce ve duygularımla insanım. Düşünce ve duygularımla bu ülkeyi, örselenmeye, yıpratılmaya çalışılan değer ve kurumları ile büyük Atatürk’ ün kurduğu ve yurttaşı olmaktan gurur duyduğum bu cumhuriyeti çok seviyorum. Ve şimdi burada sıralanmasına hiç gerek olmayan sayısız söylemleri ve tavırları, samimiyetsizliği ve ince hesaplı ama çok acemice uygulamaları ile ve her başarısızlığın sonunda mağdur edebiyatı ile gözyaşları döken bugünkü yürütme kadrolarını ve onun başındakileri ise hiç sevmiyorum. Bunun için HAYIR oyu kullanacağım.
Çünkü bana kendilerini, kendim ve ülkem adına sevebilmem için hiçbir sebep yaratamadılar. Ağlamadıkları zaman kötü ve sert konuştular, hakaret ettiler, tehdit ettiler, küçümsediler. Daha da ileri giderek ve hadlerini, boylarını bin kat aşarak “oylarınızın rengini belli etmezseniz bertaraf olursunuz” diyecek kadar kendi anladıkları şekilde çok demokratik (!) ve tehdit dolu örnekler sergilemekte bir sakınca görmediler. İşte bunun için HAYIR oyu kullanacağım. Bu kadronun başındakinin kendi oğlunun 21 günlük askerliğini, kimlerin karşılayıp-uğurlamasıyla ve hangi şartlarda pamuklara sarılarak yaptığını bütün ülkenin bilmesine rağmen, dağlarda karanlıktan gelecek bir kurşunla ölmeyi bekleyen askere “askerlik yan gelip yatma yeri değildir” diyecek kadar eksik ve yanlış olduklarını bildiğim için HAYIR oyu kullanacağım.
Tamamını Oku
Elim değmediği bir türlü ama mesajı bir kenara koydum, yazacak anı bekledim...
Öncelikle 'hem edebi, hemde teknik konulara vakıf' bir kişinin kaleminden çıktığı çok belli olan yazı için Cevat Bey'i tebrik ve teşekkür ediyorum...
Pekçok detay 'kısa, anlaşılır' biçimde işlenmiş yazıda, tekrar etmenin bir yararı yok... Anlamak istemeyen zaten bir şey diyemiyor, cevapta veremiyor 'tercihlere saygılıyım ama ben evet diyeceğim' diye geçiştiriyor! ne yazık ki olan biteni hala anlamayan, anlamak istemeyen bir kitle var ülkemizde.. Tamamen 'depolitize olmuş ama kendince politika yapar' havalarda!
AKP iktidarı 'KAYIT DIŞI' iktidardır! 'EKNOMİK VARLILARI SATAR- PAZARLARKEN KAYIT DIŞIDIR, DIŞ ÜLKELERLE, ÖZELLİKLE BATI İL GÖRÜŞMELERDE KAYIT DIŞIDIR!' Kayıt dışılıktan doğan ne kadar 'cereme varsa' ödemekten korkmaktalar ve 'YARGI ERKİNİ TAMAMEN KONTROL ETMEYE' çalışmaktadırlar...
Referandumun teknik açılımı sadece budur! Diğer tüm değişiklik maddeleri 'GÖZ BOYAMAYA YÖNELİKTİR' ve asla eskisinden iyi olmayacak, tam tersini 1982 Anayasası'nında gerisine düşmektedir! 12 Eylülle ilgili tüm çıkarımlar 'YALANDIR! ÇÜNKÜ 12 EYLÜL 2010'DA 30 YIL DOLACAKTIR, NE EVREN, NEDE HAYATTA KALANLAR ASLA YARGILANMAYACAKLARDIR! İnsan, yargılayacağı adam 'Türkiye'yi 8 eyalete bölecektik, gücümüz yetmedi' deyince, bu diyeni alkışlıyor, onaylıyorsa nasıl , kendisinin aklındab zoru mu var, bir bakılmalıdır...
Mükemmel bir çlışma- makale Cevat Bey... Tebrik ve teşekkürlerimle..
Ant+10 ve yazınız arşivimde.
Kutlarım Cevat Bey... Saygılarımla...
bende acizane sonuna kadar evet Diyeceğim. Görüşünüze ve tercihinize saygılı olmakla birlikte bende yapılan değişiklşikleri biliyorum. bende olsam o şekilde değiştirirdim bu anayasayı en azından. sonuna kadar evet, size de selam ve sevgiler.
* Evet Diyerek Hukuk Devleti’ ne Veda mı Edeceğiz?
Amaç daha fazla demokrasi mi, daha fazla özgürlük mü, millet egemenliğini tam olarak yansıtmak mı? Gerçekten 12 Eylül de referanduma sunulan anayasa değişikliğiyle darbeden ve darbecilerden hesap sorulmak mı isteniyor, Yoksa amaç başka mı?
Eğer 12 Eylül anayasasına karşı iseler neden demokratikleşmenin önünde ki asıl engelleri kaldırmıyorlar. Hani lafa geldi mi millet egemenliğinden bahsedenler nedense bir türlü partiler yasasıyla seçim yasalarına dokunmazlar. Seçilecek vekilleri parti başkanları belirler, milletin önüne koyarlar, sonrada millet egemenliğinden bahsederek demokrasi havariliği yaparlar. Yürütmenin yasamayı güdümüne aldığı ülkede demokrasiden, millet egemenliğinden bahsedilemez. İşte günümüzde ülkemizin içinde bulunduğu durum budur, yasama yürütmenin güdümündedir. Zaten seçim yasasında ki yüzde on barajı da temsil adaletini yok etmektedir.
Bu noktada sorumuzu tekrarlamakta fayda vardır. Gerçekten bunların asıl amacı 12 Eylül darbecilerinden hesap sormak ve demokratikleşmek midir, yoksa 26 maddelik değişiklik paketinin içine eklenmiş yargıyla ilgili iki maddeyle keyfi idarenin önünde ki, daha doğrusu dikta yönetiminin önünde en büyük engel teşkil eden bağımsız yargının bertaraf edilerek kendilerinden taraf yargıyı yaratmak mıdır?
Demokratikleşmeye engel olan partiler yasasına, seçim yasasına dokunulmayacak, bu yönde köklü değişikler yapılması düşünülmeyecek, yürütme yasamayı güdümüne alacak ve sonrasında da keyfi idarenin daha doğrusu dikta yönetiminin önünde en büyük engel teşkil eden yargıyı kendi kontrolleri altına almak için referanduma sunulan 26 maddelik anayasa değişiklik paketinin içine yargıyla ilgili iki maddeyi koyacaklar, ardından da meydanlarda kürsülerden 12 Eylül darbecilerinden hesap soruyoruz, yaptığımız değişikliklerle daha fazla demokrasi getiriyoruz söylemleriyle milletin evet demesini isteyecekler ve bu değişiklik paketini de millete hap olarak yutturmaya çalışacaklar.(“değişiklikleri hap yaptık ve halka sunacağız”) siz değişiklikleri hap yaparak halka sunabilirsiniz fakat kusura bakmayın ben tek taraflı hazırlanmış böyle dayatma bir anayasaya evet demeyeceğim gibi hile ve hurdayla ülkenin geleceğini karanlığa götürecek böyle bir hapı yutacak kadarda kör ve saf değilim ve inanıyorum ki halkın çoğunluğu da bu hapı yutacak değildir.
12 Eylül 2010 da referanduma sunulan 26 maddelik anayasa değişiklik paketinde ki yargıyla ilgili yapılan ve en çok tartışılan 146.ile 159. maddeleri eski ve yeni haliyle kısaca inceleyerek analiz etmeye çalışalım, bakalım asıl amaç 12 Eylül darbecilerinden hesap sormak mıdır, yoksa hukuk devletini yok etmek midir?
146.maddenin eski ve yeni halini kısaca karşılaştırmalı olarak inceleyecek olursak; 146. maddenin eski hali Anayasa Mahkemesi onbir üyeden oluşmaktayken, yeni halinde onyedi üyeden oluşturulmaktadır.
Eski halinde onbir üyenin yedisini yargının kendisinin seçtiği üyeleri cumhurbaşkanı onaylardı, yeni halindeyse onyedi üyenin yedisini yargı seçecek ve cumhurbaşkanı onaylayacak.
Eski halinde bir üyeyi YÖK seçer cumhurbaşkanı onaylardı, yeni halindeyse üç üyeyi YÖK seçecek cumhurbaşkanı onaylayacak.
Eski halinde üç üye tamamıyla cumhurbaşkanının kendi takdirindedir. Yeni halindeyse dört üye tamamen cumhurbaşkanın kendi takdirindedir.
Ayrıca yeni halinde üç üyeyi de meclis seçecek denilmektedir ki, bu noktada baktığımız zaman eski halinde yedi üyeyi yargının kendisi, dört üyeyi de YÖK ve cumhurbaşkanı seçerek cumhurbaşkanı onaylarken, değişiklikle getirilen yeni halinde sadece yedi üyeyi yargının kendisi seçecek, geriye kalan on üyeyi ise YÖK, Meclis ve cumhurbaşkanı seçerek cumhurbaşkanının onaylanması öngörülmektedir. İşte işin asıl sancılı bölümü burasıdır, anayasa mahkemesinin siyasi iradenin eline geçeceği ve siyasi iradenin güdümünde olacağı aşikârdır. (Yasama yürütmenin güdümünde, * YÖK'te kendilerinden taraf, artık bu seçimin nasıl yapılacağını yazmaya gerek var mı?)
Anayasa Mahkemesi yasamayı, anayasayı, hukuku denetlediğinden dolayı ve Başbakanı, Bakanları, Cumhurbaşkanı’nı Yüce Divan sıfatıyla yargıladığı için çok önemlidir. Eğer ki anayasa mahkemesi üyelerini yasama seçerse işte o zaman yasamayı denetleyecek olan bu önemli kurumun tarafsızlığı ortadan kaldırılmış olur. Denetleyici bağımsız kurum denetleneceklerin güdümüne sokulacaktır.
Birazda 159.maddeyi irdeleyerek eski ve yeni halini kısaca karşılaştırmaya çalışalım;
159.maddenin eski halinde HSYK yedi üyeden oluşmakta olup bu yedi üyenin beşini yargı kendi arasından seçerken iki üyeyse siyasilerdendir yani adalet bakanı kurulun başkanı, müsteşarıysa kurulun daimi üyesidir.
Değişiklikle getirilen yeni halindeyse; HSYK yirmiiki üyeden oluşturulmakta bu yirmiiki üyeden sadece beş üyeyi yargının kendisinin seçerek cumhurbaşkanının onaylaması öngörülürken, on üyeyi cumhurbaşkanının doğrudan hâkimler arasından, dört üyeyi akademisyenler arasından, bir üyeyi de Türkiye Adalet Akademisi içinden seçer denilmektedir, iki üye de doğrudan siyasilerdendir yani Adalet Bakanı kurula Başkanlık yapacak müsteşarıysa kurulun tabii üyesidir.
Yani mahkemenin beş üyesini yargının kendisi seçecektir, onyedi üyenin de içinde bulunduğumuz bu ortamda cumhurbaşkanı tarafından nasıl seçileceği meçhuldür.(Hani daha düne kadar *YÖK’ü eleştirenler, YÖK ten şikâyetçi olanlar, iktidara geldiğimiz de YÖK’ü kaldıracağız diyenler, bugün YÖK’ e dokunmuyorlar, üstelik YÖK’ten gayet memnunlar, çünkü YÖK kendilerinden taraftır, işte anayasa paketine konulan 146.ve 159.maddelerde ki değişikliklerle aynı yöntemi yargı üzerinde uygulamak istiyorlar.)
26 maddelik değişiklik paketinin içinde ki tartışmalı bu maddelerin referandumdan evet oyu alması için değişiklik paketi janjanlı ambalajla referanduma sunularak millete hap olarak yutturulmaya çalışılmaktadır.
Değişiklik paketinin bütün olarak referanduma sunulmasında güdülen hedef 12 Eylül anayasasını değiştirerek darbecilerden hesap sormak değildir, hesap soracak olanlar bugüne kadar defalarca hesap sorarlardı, bu hesap sorma gizli amacı saklamak için başvurulan hileli bir oyundur, asıl hedef önlerinde en büyük engel olarak gördükleri yargıyı bertaraf etmektir. Bizlerden de bu değişiklik paketine evet diyerek hukuk devletine veda etmemiz isteniyor.
Yukarıda da değindiğim gibi içinde bulunduğumuz dönemde yasama yürütmenin emrindedir. Yürütmenin önünde ki en büyük engelse yargıdır, Yargıda yürütmenin başına bağlanınca yürütmenin önünde ki tek ve en büyük engelde kaldırılmış olacak böylece dikta yönetiminin tam yolu açılacaktır.
Ben meydanlarda hayır istediler diye hayır demiyorum, değişiklik paketiyle ülkemin ve halkın geleceğinin karartılmaması için hayır diyorum, demokrasinin var olması ve devamı için hayır diyorum. Birilerinin atı alarak Üsküdar’ı geçmemesi için hayır diyorum. Bağımsız yargıdan, demokrasiden, millet egemenliğinden, hukuk devletinden taraf olduğum için hayır diyorum. 146. ve 159. maddelerde ki değişikliklerle hukuk devleti ortadan kaldırılarak keyfi yönetimin, dikta yönetiminin önünde ki tek engel olan bağımsız yargı bu şekilde bertaraf edilmek istendiğinden dolayı hayır diyorum. Cumhuriyetten, laiklikten, Atatürk ilke ve inkılâplarından taraf olduğum için hayır diyorum.
Gerçek Demokrasi savunucuları meydanlardan nefret ve öfke dolu sözler sarf etmezler, taraf olmayanlar bertaraf olur söylemleriyle tehditler savurmazlar, timsah gözyaşları dökerek duygu sömürüsü yapmazlar, hap yutturma mantığıyla tek taraflı hazırladıkları dayatma yasalara evet oyu istemezler…
Unutmayalım ki bağımsız bir güç yasama ve yürütmeyi kontrol etmezse o ülke faşizme gider,
Dinçer Demirel
Yani ben, 12 Eylül 1980 de kolu-bacağı kesilen demokrasimizin, 12 Eylül 2010 da kafasının da koparılmaması için HAYIR oyu kullanacağım.
aydınlık Türkiye için,özgürlük,barış için, halkın umutlarının tekrar yeşermesi için,gelecek nesillere duyduğumuz sorumluluk adına sistemin kirliliğine karşı HAYIR, HAYIR..
güçlü kaleminize ,kocaman insan yüreğinize emeğinize yürekten kutlarım hocam..saygılar
Hocam bu konuda çok şey söylemek sterdim ama malum tebrikler saygılarımla
Çağ açıp çağ kapatan ecdadımız gerici, ama iki kelime ile selam vermeyi dahi kendimize yediremediğimiz şu toplummuz ilerici... Şayet böyleyse ben gerici olmayı yeğlerim ve EVET derim. Slm ve Dua ile...
Yani ben, 12 Eylül 1980 de kolu-bacağı kesilen demokrasimizin, 12 Eylül 2010 da kafasının da koparılmaması için HAYIR oyu kullanacağım.
ÇOK GÜZEL BİR ANLATIMDI.İNŞALLAH HALA KARAR VEREMEDİM DİYENLER,OKURLAR DİYORUM.
KALEMİNİZ YÜREĞİNİZ SUSMASIN
HAYIRLI GÜNLERDE GÖRÜŞMEK ÜZERE
üç beş çapulcu,
…
Siz ki;
Ananı al da git…
Siz ki;
Gavur oğlu gavur…
Siz ki;
Bu sizin kaderiniz…
Siz ki;
Kimlikçi...
Siz ki;
Kelle…
…
Evet
……evet
………...daha daha niceleri,
Biz ki,
…………..bu vatan için hepsiyiz…
.
Peki ya,
……….üç beş çapulcu
……………………...siz kimsiniz?
....
cevat abi bir şiirimde böyle seslenmiştim aydınlığa...
...
amaç cumhuriyet ve devrimlerini yıkmak...13 eylül sabahına...
Kurumları elde etmek için kabuk bağlayan yarayı kullanarak ağlayarak hakaret şantaş yaparak ayrıca dini kullanarak siyaset yapan zihniyete HAYIR kampanyası yapmak için iki haftadır yürüşte, mitingteyim. 10 beğeni tıkladım. önümüzdei hafta da facebook a dağıtacağım. duyarlı yüreğinize sağlık cevat bey Atatürk millet vatan için bin kere HAYIR
İnsanlar bazen celladını severmiş ne diyeyim arkadaş da kendince bir çok neden sıralmış bu kadar çok demogojik anlamda metiyeler dizmişsin lakin dağarcığında birtane bile buraya yazacağın bir alternatif bir şey yok sonra bu genel seçim değil genel seçim olsaydı ve sizde bu nedenle burya eleştirlerinizi yazssaydınız sizi taktir etme şansım olurdu ama yinde düşüncelerinize saygı duyuyorum
Bu şiir ile ilgili 75 tane yorum bulunmakta