Bu Nasıl Memleket? ! :::

Bu nasıl bir memleket?
Taşların bağlanıp köpeklerin cirit attığı,
Dağdan gelenin bağcıyı dövmeye kalktığı,
Türk’e sövmenin “maharet”, Türk’üm demenin “kehanet” sayıldığı,
Devleti dinamitleyen cani’nin yanın da bir de sahip çıkanın asıldığı ve bunların “denge(!) ” için yapıldığı,
***
Bu nasıl memleket?
Ermeni kıçı yalayan deyyusların “Aydın(!) ”, benim meclisimde benim vergilerimden maaş alıp teröristi “kardeş” sayan kanı bozuk pisliklerin “sayın” diye anıldığı,
“İnsan hakları” yutturmacası ile “iki ayaklı domuzlara” limitsiz haklar tanındığı,
Teröriste vurmak için Bush’tan(Pardon Puşt’tan) icazet bekleyen, Avrupalı olacağız diye memleketi peşkeş çeken insanların barındığı,
***
Bu nasıl memleket?
“ Kırmızıçizgi” diyerek bizi âleme rezil, Ülkenin her yanını kıçıkırıklara menzil, bu toprakların nimetlerini yedi düvele “tenzil” edenlerin,
Gazetelerin karanlık köşelerinde yazan “satılmış ucubelerin” adam(!) yerine konduğu,
Ermeni döllerine yazdıkları methiyelerin matah bir şey gibi okunduğu, kahpelerin ha bire “hain” doğurduğu,
Türk ve Müslüman kimlikle yaşamanın neredeyse suç olduğu,
Misyoner piçlerin boşlukları doldurduğu, kimliklerin ayrıştırılıp asliyetin kaybolduğu,
Ciğeri beş para etmezlerin açık açık meydan okuduğu, çakalların “kurtsuz köy sanıp” uluduğu,
***
Bu nasıl memleket?
Herkesin sahip olmasına(!) rağmen “malik’inin” olmadığı,
Topraklarının bir türlü şehit kanına doymadığı, ananın bacının gözyaşının hiç durmadığı,
Her terör olayın ardından, bazı “kişiliksizlerin” ortaya çıkıp olayları “son çırpınış” diye nitelendirerek, bu necip Milleti kandırmaktan(!) bıkmadığı,
“Dünya’yı karşımıza mı alalım? ” diyen, aymaz ve gafillerin hatta hainlerin zaten yedi düvelin üstümüze çullandığını görmemezlikten gelerek, yavaş yavaş bütün değerlerimizin elden çıkmasına göz yumdukları,
Askerimiz kahpece şehit edilirken sesi çıkmayan oysa teröristler için “insan haklarından” bahseden bir yığın densizin, nüfus kâğıdın da yazanın aksine ne olduğu belli olmayan birçok nesepsiz melun’un cirit attığı,
“Hepimiz Ermeniyiz” diye nara atanlara “oldukça yumuşak” ama “Hepimiz Türk’üz” diyenlere tahammül edemeyen, hazmedemeyen alçak ve “yavşak’ların” asla susmadığı, susturulamadığı,
***
Bu nasıl memleket?
Ölü toprağımıdır üstünde ki yoksa taşı çatlatan sabır mı?
Sınırları yırtılmamış mıdır öfkesinin?
Ayağa kalkacak basireti, kükreyecek cesareti mi yok?
At oynatacak meydan mı kalmadı, uykusundan mı uyanmadı?
ABD için söylenen “dostumuz ve müttefikimiz” yalanını sabiler bile biliyor artık! .. Peki, bu yalan kimlerin işine geliyor?
***
Bu nasıl memleket?
Dostu düşmanı, tıpkı sapla saman misali birbirine karışmış, her türlü derde kasvete alışmış, alıştırılmış,
Öyle susturulmuş ki; sanki çeneleri birbirine yapışmış,
Başından örtüsü alınarak törpülenip, hakkı olanı isterken engellenen, 3. sınıf vatandaş gibi dengelenen(!) ,
AB yasalarıyla sendeleyen, siyasetçinin çirkin politikaları sonucu, “cak-cek’lerle” zaman kaybeden, kaybettirilen,
Yarınından ümitsiz, olan bitenden habersiz,
***
Bu nasıl memleket?
Siz-biz diye ikiye, onlar bunlar diye üçe beşe ayrılan, buralarda doğup “domuz ağılında” palazlanan, bayrağa sancağa horozlanan, tarihi değerleri boğazlanan,
Geçmişine sövenin “prim” yaptığı, sahip çıkanın aşağılandığı,
Vatanına kastedildiği için sesi yükselenin “bozguncu-ırkçı-kafatasçı” diye adlandırıldığı,
Topraklarına sahip çıkma hakkının “neredeyse” elinden alındığı, hatta utanmasalar “suç” sayıldığı,
Koyun gütmesini bilmeyenin “vekil”, her türlü ahlaksızlığın “şekil”, sermayesi güçlü olanın “tekil” olduğu, BU NASIL MEMLEKET?
***
Bu mudur ATATÜRK’ÜN bize bıraktığı Vatan?
Bunun için mi şehit oldu yüz binler?
Bunun için mi destan yazıldı Çanakkale de, Sakarya da?
Uyanmazsanız; birileri başınıza dikilir! ..
Ama “emin olun” uyandırmak için değil!
Size soruyorum heeeeeeeeeeeey! ....
Sesimizi duyan yok mu?