Bu nasıl bir ayrılık
Her sabah karşı dağın ardından kızıl saçlı güneş olup soğuyorsun
Uzansam, çok uzaksın, tutamıyorum
Yaklaşsam, özlem özlem canımı yakıyorsun
Her kuşluk vaktinde gönlümün kızıl güllerini terletiyorsun
Seni anlamak
Seni tanımak
Aşk gibi, sevgi gibi, sadakat gibi
Seni keşfetmek istiyorum
Bu nasıl bir ayrılık
Ben, taş, demir değilim
Sinemde açtığın yarayı hançer harlayarak dağlıyorsun
Ben yandıkça kızıl dikenli acılar ciğerime saplayorsun
Kırkikindi yağmurlarıyla saçlarımı yıkıyorsun
Kuşlar havalandıkça ellerimden
İsmin döküldükçe dilimden
Kasırgalar gibi içimi parçalıyorsun
Bu nasıl bir sevda
Sen nasıl bir yarasın
Yağışa susamış dudakları çatlak toprak gibi kavuruyorsun
Umuda koşan atlar gibi yelenle canımı kamçılıyorsun
Karlı zirvelerime bulut bulut çöküyorsun
Ölümün bile bir adı var
Göz kırparken ok savuruyorsun
Hiç mi özlemiyorsun
Hiç mi hatırım yok
Bu yaban şehirde buz kesti yüreğim
Kesildi ferim fermanım, titrer oldu ellerim
Bu nasıl bir ayrılık
Bu nasıl bir sevda
Sen nasıl bir yarasın
Kayıt Tarihi : 17.8.2023 19:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!