Bir sevda masalı mıydı yaşanan, gerçeklerin izdüşümünden
düşlere yansıyan, bir kadın hayali miydi yoksa, bilmiyorum..
Aklımda, içimde, yüreğimde..Var mıydı? Yarım kalan,
belki hiç söylenmemiş bir sözün, sonuna konan nokta kadar mıydı?
Menzil miydi kaf dağının ardında saklı duran, hüzün müydü, yada bir
çocukluk halinde karşılaşılan, şefkat miydi avuç dolusu sunulan?
Bu tanımsızlığı nereden geliyordu, kim di, niçin di, nereye gidiyordu?
Bütün korkuları sıyırmıştım bedenimden..Yönsüz, pusulasız
savaşların yolcusuydum..Saltanata isyan türküleri söylüyordu dilim..
Gözlerim yorgun..Ama bir o kadar inançlı..Bütün geciktiğim selamları
almak için, sokak sokak, kapı kapı dolaştığım şehir.. Mahzenlerinde,
gün yüzüne çıkmamış yüzlerce sır…
Zaman bir türlü sığmıyordu düşlerime.Öfkemi böldüğüm, özlemi
koyduğum, bir anına yalnızlığı iliştirdiğim zaman.Çocukluğuma geç,
adamlığıma erkenci vakitlere günaydın diyen insanlar.
Sabah ezanlarında amin! Sesinde dualara karışan hüzün,
yoksulluk,kavga.
Sokak ortasında sırtından bıçaklanıyordu adam, zamansız sustuğu,
gereksiz konuştuğu, yada yargısız düşündüğü bir söz yüzünden.
Sonra gün ışıyordu şehre.Çöpçülerin bulduğu bir kadavra oluyordu
insan.Hiç bir şey değişmiyordu…
En sevdiği oyuncağın hayalini kuruyordu bulanık düşler içinde çocuk.
Sokakta yatıyordu hırsızlık yapıyordu, tecavüze uğruyordu.
Beynini değil ruhunu uyuşturuyordu hayat. Kimsenin çocuğu olmamak suçundan yargılanıyordu her gün, her akşam, her saat.Devriye geziyordu
suç unsuru taşımayan utanç.Değişken nöbetlerde suskundu şehir.Sahilde kadınsı figürler yapan med-cezir.Hiç bir şey değişmiyordu..
Düşünmüyordu insanoğlu.Yerine düşünen varlıklar seçmişti saray avlularında.Yerine konuşan ekranları dinlemekle meşguldü herkes.
Yerine dokunan, sevişen hayatların penceresinden bakıyordu şehvetler
kasık sancılarıyla.Seçilmemişlerdi.Dokunulmaz değildiler.Ayrıcalıklı
olmak erdeminde yüzü kızarıyordu Onur’un Haysiyetin.Her gün aynı
yalana inanmakla mutlu oluyordu zihinler..Hiç bir şey değişmiyordu…
Yanı başında bir yangın vardı ülkenin.Silah namlusundan çıkan kurşun, Barışçıl yaralar açıyordu teninde insanlığın.Eşkıya bir devletin çıkınında sakladığı aş’la besleniyordu tarih. Vietnam’da, Kamboçya’da, Afganistan
ve Irak’ta..Beslendikçe not düşüyordu köşelerine kalem satıcılar.
Demokrasi bilgeleri, Aydın kisveli kukla bakışlar..Mutluydular, mesuttular.
Hiç bir şey değişmiyordu..
Çizilen fay hatlarında, ortasından çatlamaya yüz tutan toprak,
sancı dolu günlerin yakın olduğunu ihbar ediyordu.Bir şehidin
annesinden kopan çığlık, bir anlık! Sadece bir anlık Sus! bırakıyordu dudaklara.Sonra devam ediyordu ayak üstü konuşma.Saatler süren yalan.Düştüğü yeri yakan ateş..İçin için sırıtıyordu kalleş! Hiç bir şey değişmiyordu.
Bir gün, bütün yazdıklarımı silerek ve bütün öğrendiklerimi unutarak,
yeni baştan okudum geçmişi.Öğretilmiş cevapları dar ağaçlarına astım.
Maviyi, bir de kırık kanatlı güvercine sorgulattım..Anladım sonra..
Bakılanda değil, görülmeyendeydi umut.
Söylenen değil anlaşılmayandaydı sevgi.
Duyulanda değil, haykırılmayandaydı gerçek..
Ve kim olduklarında değil..Kim olmadıklarındaydı cevap..Anladım..
Yürüdüm hırsla, kuytuda şak! layan metal sesine aldırmadan..
Konuştum, konuştum, konuştum..Kim bilir kaç zaman öncesi,
yurdundan kovulan bir sürgün olmuştum..Ulan demiştim!
Gömleğimize sürdüğünüz kan lekesi çıkmadan susarsam,
namert olayım! Susmuyorum! ! ! ! ! ! !
Haine hain diyorum! Soysuza soysuz! Artık sizi çok iyi tanıyorum biliyorsunuz!
Sevdalıyım ben o kadına heeey! Duysun herkes! Anadolu derler ona.
Analık yapar Türk’üne Kürdüne Çerkez’ine Laz’ına.Okşar saçlarını
bir çocuğun, savurur rüzgarına.Kanatmayın ellerini, ağlatmayın gözlerini..
Satmayın Pazar sofrasında ecnebi bakışların destursuz sözlerini..
Diyarbakır neresi lo? Ya sen kimsin?
Anladım..Sen de anlayacaksın….!
Uğur Deniz ÜlkegülKayıt Tarihi : 20.8.2005 07:12:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Uğur Deniz Ülkegül](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/08/20/bu-memleket-ana-dolu.jpg)
Becerebilsem,benim de yazacağım bunlar olurdu:)
Saygılar kaleme..
Sevdalıyım ben o kadına heeey! Duysun herkes! Anadolu derler ona.
Analık yapar Türk’üne Kürdüne Çerkez’ine Laz’ına.Okşar saçlarını
bir çocuğun, savurur rüzgarına.Kanatmayın ellerini, ağlatmayın gözlerini..
Satmayın Pazar sofrasında ecnebi bakışların destursuz sözlerini..
Diyarbakır neresi lo? Ya sen kimsin?
Ben bu dizeleri çok beğendim. Bölünmeye giden bütün yollara hayır diyorum.
Ve de bir gün bütün dünyanın insanları sınırları kaldıracak diyorum.
Tebriklerimle...Saygılar...
TÜM YORUMLAR (2)