bu mektubu sana ben..;
bir intihar çiçeğinin solan rengiyle ateşlenmiş
dinamit fitilinden yazıyorum...
şimdi sesini sadece senin duyacağın ağır bir infilak olacağım...
bütün camlar, çerçeveler duracak yerinde
vazondaki çiçeklerden bir tek yaprak bile
kopup düşmeyecek ellerine...
belki birkaç damla toz dökülecek duvara asılı resimden
ama çok parçalanmış sesler yükselecek,
üstüne adımı yazdığın yüreğinden…
. ,
(inanmak mı gerekiyor duyduğun her şeye
yoksa yine öfke mevsiminin terapisi mi bu…)
bu mektubu sana ben..;
bir salon radyosunun yeşile boyalı
göz lambasından yazıyorum…
şimdi alacağın haberi en ağır sesimle okuyacağım birazdan…
kulaklarından başlayacak öksüz yolculuklar
yüreğine hiç uğramadan
beynini sarsacak ve orada son bulacak…
neler oldu.., daha neler yaşanacak.
son tahlilde elin mutlaka yüreğini arayacak,
ama orada kocaman bir boşluk bulacak…
. . . ,
bu mektubu sana ben..;
duygularımın son bayram yerinden..,
bu mektubu sana ben..;
terkedilmiş günlüğümün son satırından..,
bu mektubu sana ben..;
cinlerin çarptığı akşam sofrasından yazıyorum…
yaşadığın şehrin ellerinden.,sokaklarının gözlerinden öperim…
sen., seni görürsen eğer..,
sana benden selam söylemeni isterim…
birazdan tıkanmış damarlarımla yelken açacağım.,
bulutun, yağmurun ve rüzgarın olmayacağı yarınlara…
şimdi yaprakları solmuş bir elma ağacının gölgesinde
yeni günahları bekliyorum…
sen bana aldırma…..
Cevat Çeştepe
Kayıt Tarihi : 12.12.2006 15:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (4)