Bu kalanın şiiri Şiiri - Gülşah Başol

Toka takardı şiirlere
Şakacı olduğundandı belki
Yahut güzel söz tüccarıydı babası
Ve o bonkör bir mirasyedi...

Balonlar asardı
Doğumgünü kızı her zaman kendisiydi,
Sarmaşık güllere sataşırdı canı isterse
Naneli sakız çiğnerdi
Güzel koksun diye şiirlerin nefesi...

Sigara içmiştir kesin
Annesi affetmezdi bilse
Bile isteye kimseyi üzmezdi ki o,
Çiçekli entarilerden giydirirdi şiirlerine
Annesinin diktiği...

Bal damlayan incirleri vardı
Ve sır saklamaktan içini yemiş cevizleri
İncili yorgan gibi bezerdi sevdiği her şeye...
Şiirlerinin elleri hep cebindeydi,
Kolunun altında kitap
Yağmurda umutsuzlara gülücük dağıtarak gezerdi
Üstelik şemsiyesi de yoktu o şiirlerin...

Sek sek oynardı
Hercai menekşeler asılı saçlarıyla
Baş kaldırıp lastiğin esaretine
Yollara tebeşirle mor bir maktul çizerdi
Üstünden atlamaya kıyamadığı,
Gözlerinde en yuvarlak taneler
Gözyaşı yapmanın erbabıydı o şiirler...

Geriden bakardı eserine,
Bir doludur basar üzerimize
Cam kırar, top atar,
Tozlu arabalara "beni yıka" yazıp kaçardı
Mahcubiyet bilmeyen şiirleri...

İnkar bile etmezdi yakalansa
İhtilal yapmaya ant içmiş,
Gocuklu birer gerillaydı herbiri...

Çiçek açar,
Bulut çeker,
Bazen gölge olurdu birilerinin kavruk gönlüne
Onun şiirlerini hıçkırık bile tutardı korktuğunda
Her derde ilaç gibiydi...

Herbirini ayrı severdi bilirim
Bir annenin çoçukları gibiydiler
Memeden kesmeye kıyamadığı,
Ağzı süt kokulu o şiirler..

Anne özlemi hiç çeker mi bir şiir?
Hastalanıp öldü demezlerdi açıktan
Ama bir yarayı üfleyerek öptüklerine şahidim...

Çıplak ayaklı, incecik bir kız
Ellerinde tomar tomar şiir
Yasemin, iğde, hanımeli sürmüş olmalı herbirine
Çocukluk silgisi gibi
Güzel kokuluydu şiirleri...

Çilliydi
Potikare kumaş desenli elbisesiyle uyumlu şiirler yazardı
İlk aşkının yasını tutacak kadar naif,
Bir panayır büyücüsü kadar cafcaflı
Bazen düğmesi açılır;
Onu kapatmadan hemen önce
Çapkın bir bakış fırlatıldı arsız bir şiir...

Dahası utanmazca ısırırdı kırmızı dudaklarını
Çingene bohçası gibi açar, sererdi içini rengarenk
Seç beğendiğini al dizelerinin
İstersen arasına uzan
Salıncaklar kurardı okuyucuya üşenmeden...

Kaymasın diye yıldızlar
Göğe bağlardı her birini sabaha kadar
Uykusu var gibi mağmur bir hali olurdu
Gündüz okursanız şiirlerini...

Balıklara söyletmiş olabilir
Olta atıp işkence yapacak birine benzemezdi
Ya da tatlı dille deliğinden çıkardığı
-bir yılanın marifetiydi hepsi,
Tek kişinin işi gibi değildi o şiirler..

Çok oğlan öpmüş gibi bir hali yoktu ama
Öpmüştü hatırı sayılacak kadar,
Beklediği yoktu
Annesinin ardında unuttuğu bir çocuktu o, aramızda gezinen
Oyuna dalmış...

Sonra fark etti
Önünde yaşayacak bir ömür olduğunu,
Ölenle ölünmezdi
Ama gideni özlüyor geride kalan....