Bu gün dünyadaki sıkıntıların arka planı ...

Mehmet Halil
1192

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Dünyamızda toplumsal yapı, en güçlülerin en tepede olduğu bir piramite benzetilebilir. Tepede dünyanın en zengin elli şirketi, güç durumuna göre aşağıya doğru bu piramit genişler. En zayıflar, en altta kalanlardır.
En üstteki elli şirket dünyanın %65’şinin kontrolünü eline geçirmiştir. O ülkelerden elde ettiği aşırı karlardan kendi ülkesindeki işçilere biraz pay vererek rahatlatır ki, ellerindeki imkanları kaybetme korkusuyla mücadele etmekten çekinsinler.
Uluslar arası bu sömürücü güç, geri kalmış ülkeleri, yardım adı altında borçlandırır. Borcu ödeyebilecek karlı üretim araçlarına sahip olan borçlanır mı? Borçlanıyorsa zor durumda olduğundan… Bu yükün üstüne bir de borçlar binince sıkıntılar daha da artıyor. Borcu veren zaten bunu biliyor, bildiği için borçlandırıyor. Her yıl ödeme sıkıntısı çeken bu ülkeler, borcunu ertelemek zorunda kalıyor, her erteleme faiz oranının artmasına, yükün daha da ağırlaşmasına sebep oluyor. Borcu verenlerin istediği de bu… Artan her borç, artan taviz demek oluyor. Ülke biriken borçlarına karşılık artık alacaklı ne isterse kabul etmek zorunda kalıyor.
Bu yüzkarası anlaşmalar onun için halktan gizleniyor… Haber kaynaklarını susmaları için paraya boğuyorlar… Hatta bütün haberleri yalan üzerine oluyor…
Eğer siz ülkenin gelir getiren bütün kaynaklarını satar savarsanız sonuçta borç almaktan başka çareniz kalmaz… Yani parayı borçtan yaratırsınız. Borç içindeki biri borçtan nasıl kurtulabilir? Ancak ülkeyi ipotek ederek…
Esas olan dünya pazarını ele geçirmek olduğuna göre, pazarda rakipsiz kalmak için senin pazara mal çıkarmanı istemiyorlar. Hangi mal onun pazarına sekte veriyorsa ona kota konuluyor…
Bizim, kendirimize, esrar yapılıyor bahanesiyle, pancarımıza, pamuğumuza, tekstilimize, zeytinimize vb. ‘’bizde daha ucuz, niye bu kadar pahalıya üreteceksiniz’’ diye kota konulmaya başlanıyor. Baştaki yetkililer de, Özal’ın tabiri ile ‘komisyon’ alıyor. Rüşvet değil… Tabi borçları ödeyecek üretim yapamayan bir ülkenin bu durumda, borç yükü daha da artıyor. Sıra geliyor başka taleplere… Diğer ülkeleri tehdit için, askeri üst isteniyor, kendi ülkelerindeki enerjiyi karşılamak için nükleer santraller kuruluyor, enerji kaynaklarına el konuluyor, karlı fabrikaları satın alıyorlar… Üretim kaynaklarının elden çıkması, o ülkeyi kıpırdayamaz hale sokuyor… Bu defa MAİ sözleşmesi ile topraklarında fabrika kurma izni alıyorlar. ‘’Sizin ülkeye yatırım yapıyoruz size para kazandıracağız! ’’ yalanı ile bizdeki işsizlikten kaynaklanan, işgücü fazlasından ucuz olarak yararlanıyorlar…

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta