Bugün ahmet benim,
ama dünkü Ahmet değil.
Bugün anka benim,
ama yemle beslenen kuşcağız değil.
Enelhak kadehiyle
bir yudum içen sızdı
Tarılık şarabından.
Şişelerle, küplerle içtim ben, sızmadım,
ben, sultanların aradığı sultan.
Ben hâcetler kıblesiyim.
Gönlün kıblesiyim ben.
Ben cuma mescidi değilim,
insanlık mescidiyim ben.
Ben saf aynayım,
sırım dökülmemiş, paslanmamışım.
Ben kin dolu bir gönül değilim,
Sinâ dağının gönlüyüm ben.
Üzüm sarhoşluğu değil benim sarhoşluğum,
benim sarhoşluğumun sonu yok.
Tarhana çorbası içmem ben,
can yemeği yerim,
içerim can şerbeti.
İşte sarttı seni
bir gümüş bedenlinin özlemi.
Altın haline geldin artık.
Sen altına âşıksın,
altın benim rengime âşık.
Gönlü saf sûfiyim ben,
benim tekkem âlem,
medresem dünya benim.
Değilim abalı sûfilerden.
İster yakarış eri ol sen,
meyhane eri istersen,
bundan sanki ne çıkar?
Yok cumartesiymiş, yok cumaymış,
bence ne farkı var?
Gerçeğin tadını alan er
ne altına aldırış eder,
ne kalendar tacına bakar.
Ne tasası vardır, ne kini.
Ey Tebriz'li hak Şems'i,
yüzünü göstermediysen sen,
yoksul çaresiz kalırdı kulun;
ne gönlü olurdu, ne dini.
Kayıt Tarihi : 2.2.2001 12:06:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mevlana Celaleddin Rumi](https://www.antoloji.com/i/siir/2001/02/02/bu-gun-ahmet-benim.jpg)
Mevlevîlik, cahillerin eline düştüğünden, bunlar ney’i çalgı sanarak, ney, dümbelek gibi şeyler çalmaya, dönmeye başlamışlar. İbadete, İslam dininin yasak ettiği çirkin şeyler karıştırmışlardır. Hazret-i Mevlana, bırakın ney çalmayı, oynayıp dönmeyi, yüksek sesle zikir bile yapmadı. Nitekim Mesnevî’sinde diyor ki:
Pes zî cân kün, vasl-ı Canan-râ taleb
Bî leb-ü gâm mîgû nâm-ı rab.
Manası şudur:
O halde, Canana kavuşmayı, cân-u gönülden iste
Dudağını oynatmadan, Rabbinin ismini kalbinden söyle.
Bugün, bu tasavvuf üstadının türbesine sonradan konan çalgı âletlerini görenler, işin gerçeğini bilmeyenler, bu mübarek zatın çalgı çaldığını, bu aletlerin onun olduğunu zannetmektedirler. O hakikat güneşini yakından tanıyanlar, bunlara elbette itibar etmez. Zaten bu büyükler, şüpheli şeylerden kaçtıkları gibi, mubahları bile sınırlı ve ölçülü kullanmışlardır.
ama dünkü Ahmet değil.
Bugün anka benim,
ama yemle beslenen kuşcağız değil.
Bu şiiri yorumlayacak var mı ne demek oluyor bu gün Ahmet benim aslında çok açık
Anlayana lakin insanların anlaması çok zor bir durum bence her insan bilgisine göre
Bir yorum yapar bu böyle sürüp gider çok anlamlı bir şiirdi
TÜM YORUMLAR (8)