Adak
ne tekkelere çapıt bağlanmış,
ne dilekler dilenmiş
ne adaklar adanmış doğumuma
ne de anamın bana gebeliğinden
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
harikaydı......iyiyki doğdunuz....kalan zamanınız güle güle kullanınızı....sevgilerle.......hergangi biriydik işte....tebrikler...teşekkürler.....
Tebrikler!
Ne demek? Geç de olsa kutluyorum doğum gününüzü üstadım.
Bu güzel duygu yüklü sitemkâr şiirinizi kaç kez okudum. Maalesef her defasında yorum yazmama bir engel çıktı. Sitede aksaklık, internette aksaklık, zaman darlığı vs gibi.
Tekrar tebrik ediyor, ömürler, sıhhat ve afiyetler, saadet ve selametler diliyo, daha nice güzel eserlere imza atmanızı Mevladan niyaz ediyorum.
1000+anto.
Selam ve dualar..
Aman yarabbim!
Öyle veya böyle geçmiş çocukluk ama anneciğiniz iyiki doğurmuş sizi :))
Nice yıllara sağlık-huzur ve mutlulukla ulaşmanızı diliyorum..Gönlünüze keder değmesin :)
Karanlığa Açılan Tarih 12 Eylül 1980
Parmaklarındaki manikür kan
Kör bir karanlıkta öfkeler tekmelenirken
Vatan'ı,millet'i,bağımsızlığı,özgürlüğü
Kısaca yaşamı sevmekti
Sadece bu yüzden takıldı kelepçeler
Onbinlerce genç'in kollarına
sevdaları kurşunlandı
şimdi kim vuracak
............................UTANÇLARI
Elleri titremeden
Gözleri gülüyordu yine de
ÖZGÜRLÜK adına
Acısız olurmu işkence
Kahırları.............kimliksiz ölmekten
Dudaklarında kör bir isyan
Göz bağlarında kuşatılmış aydınlıkları
Çaresiz,vedasız gittiler
hayellerini geride bırakarak
Ezilmiş; sürüklenen ayaklardı
Filistin askısında baş aşağı
Göz bağlarında zulüm vardı
Gidişler çok erken oldu çok
12 EYLÜL 1980 onların adı
12 9 2009
Müzeyyen BAŞKIR
Oooo!
Yanık yürek, iyi ki doğmuşsunuz!.. Garibanlar gibi dert dökerek, yürek üzerek mısra mısra yankılanmış duygularınız...
Siz çok yaşayın, hoş yaşayın, yuvanız hep kahkahalarla çınlasın.
Allahım bulutlardan uzat güneşli bir ömür versin sevdiklerinizle..Aaaa-miiin!
Daha ne demeliyim bilemiyorum?!
Bu arada şiir adres
buldu.. Sağolun.. Pastanızı yemiş kabul ediyorum...
sevgili agabeyim,nede guzel anlatmissiniz güz bülücü yu...kac gundur giremiyorum antolojiye.sanirim sorun var sitede.iyiki dogmussunuz agabey,yoksa bu cileli omuru baska kim cekerdi ki degil mi? mevlam cekemeyeceginiz dert vermesin.amin.dilerim bundan sonraki omrunuzde saglikli, mutlu ve huzurlu olursunuz.mevlama emanet olasiniz.ellerinizden hurmetle operim.
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta