Bu gece dokunmayın bana yıldızlar
Yüreğimin derinliklerinde bir mecnun ağlar
Bu gece dokunmayın bana yıldızlar
Yavrusunu kaybetmiş bir ana ağıtlar yakar
Her rüzgarda göz yaşlarım savrulur
Her damlası gelip pencereme vurur
Arsız dalgalar yüreğimde kudurur
Dönüp gönlümün limanlarına vurur
Yağmur ince ince gözlerime savrulur
Susuzlukta sensiz topraklarım
Her depremde yıkılır duvarlarım
Dökülmekte sensiz yapraklarım
Sonbahar vurmuş kapıma
Hasret kaldım sensiz baharlara
Güllerim sen gittiğinden beri açmaz
Kurumuş dallarında bülbüller şakımaz
Bir gül edasıyla eserken seherlerde kokun
Gittiğinden beri seherler gül kokusundan yoksun
Bu gece dokunmayın bana yıldızlar
İçimde akkor gibi tutuşuyor nameler
Şimdi nerelerde bilmiyorum
Senin iklimdeyken renk renk olan laleler
Sen gittiğinden beri güneş küstü gündüzüme
Gecelerimde ise kara bulutlar gezmekte
Ne ay vuruyor pencereme
Ne de yıldızlar görünüyor gözüme
Suskunluğa dönüşte hayallerim
Karanlıklarla ahbab olmuş bir haldeyim
Sen gittin ya ben her dem sürgündeyim
İçimde kırık dökük umutlarım kol gezmekte
Bir yoldayım karanlığın içine doğru yürümekte
Aldırmıyorum artık takıldığım çukurlara
Yelkenler açtım nice sonsuzluklara
Gözlerimde hayaller sanki bir düş olmuş
Akmıyor artık gözyaşlarım kurumuş
Belki bir umut belki kurtuluş
Sonum olacak belki bu son yakarış
Bu gece dokunmayın bana yıldızlar
Yüreğimde bir Ferhat’la deliniyor dağlar
Sen Yoksun ya özlemin yüreğimde ağlar
Hasretin asırları bir bulut gibi sarar
Gözlerden düşen her damla seni arar
Sûkuta düşen bülbüller artık dikenlere konar
Hasretin bağrımda durmadan kanar
Bir su misali akarken içimde haykırışlar
Bilmem ki bu çağlayanın sonu nereye akar
Savrulurken rüzgarda hayallerim
Hala sırılsıklam göz bebeklerim
Uzatınca ellerimi karanlığın zifirine
Belki bir gün usulca tutarsın diye
Her defasında bomboş döndüler geriye
Ellerimin derin boşluğunda bulsaydım seni
Hayal bile edemem bendeki beni
N’olursun ya rabbi duy sesimi
Çaresiz bırakma ben de beni
Yandım bittim kül olmuş bir haldeyim
Her rüzgarda savrulup gitmekteyim
Dalmışım bir uykuya hala düşte miyim
Ateşte dönen pervane miyim neyim
Hasretle kavrulup yanmış mestane miyim
Güllere meftun bülbüller gibiyim
Yalnız açan kardelen çiçeği miyim
Bilmiyorum çağırsan gelebilir miyim
İsmin anılınca gözlere dolan yaş mıyım
Yoksa gözyaşlarını savuran rüzgar mıyım
Anlayamadım baharda mı yoksa hazanda mıyım
Kış günü sokakta kalmış garipler gibiyim
Hasretle yağmuru bekleyen çöller gibiyim
Sazlıktan koparılmanın acısıyla inleyen ney miyim
Bir gelip bir görsen acep ne haldeyim
Yıkılıp dökülmüş bir virane miyim
Bilmiyorum zindandaki bülbül müyüm
Açsam gözlerimi karanlıktan seni görür müyüm
Birazcık dermanım olsa sana doğru yürür müyüm
Bir gün bulsan seni bilmiyorum ağlar mıyım güler miyim
Ben sensiz yıldızsız kalmış geceler gibiyim
Senin yokluğunda güneşsiz kalmış gündüz gibiyim
Sensiz sokaklarda ışıksız kalmış kaldırımlar gibiyim
Sen gittiğinden beri bilmiyorum ben ben miyim
Sen gittiğinden beridir hep soruyorum
Ya RABBİM ben kimin? ! ..
Kayıt Tarihi : 18.5.2006 22:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!