Mehmet Halil - Bu bayram da böyle geçti. ...

Mehmet Halil
1192

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Bayramın birici günü her yerde kurban kesiliyordu. Kurbanlar beni yazılarımdan tanıdıkları için, kuru sıkı atışıma aldanmışlar, bi şey zannetmişler. Beni görünce cesaretlenip, çığlık attılar, çığlığı duyan cellatlar, kuzuların karın boşluğuna, sivri ayaklarıyla tekmeyi atınca,
bıçağa gerek kalmadı. Cellatla biraz hasbihal edeyim dedim. Elinde koca satır olunca aşağıdan almak zorunda kaldım. Yıllardır pratik deneylerimle öğrendim ki… Başka türlü konuşmak riskli. ‘Hiç için titremiyor mu bu güzelim kuzuları keserken? ’ dedim. Adam nefesini tutup suratıma öyle bir baktı ki? Rengim attı. ‘Sen etek giysen iyi edersin’ dedi. ‘Ne demek içi titremek, bir kuzuyu kesemeyen sınır ötesi harekette insanı nasıl kesecek’ dedi. Aaaaa! Kafamda jeton düştü, doğru ya! ... İnsanın yüreği nasır bağlamadan bu katliamı yapabilir mi? Ayaklar çok yol yürüdükçe, yüreklerde çok adam kestikçe nasır bağlar. Hatta çelikleşen yürekler bile varmış… Hızını alamayıp, kulak, burun, meme kesen, kelleyi kesip, o kelle ile top oynayanlar… Biz değil miyiz ki, adam ettiğimiz adamların etrafında, sonradan pervane dönen… Kendi putlarımızın önünde diz çöken, bu defa da kuzuların yerine gökten yeniden İsmail’i indirip kurban da ederiz.
Henüz yeryüzünde yeteri kadar İsmail olduğu için, şimdilik ona gerek yoktur.
İşte birinci günüm böyle geçti benim. Yeniden doğmuş gibi oldum. Çok şey öğrendim.

İnsanın dönmesi önemli değil, nihayetinde, davadan döndü diye, bir kurşun sıkarsın olur biter. Ama çorap dönmesi öyle mi? Eve misafir gelir, şöyle bir yaslanırsın koltuğa… Misafir gelecek diye, ilk defa yakmışsın klimayı, ev ilk defa ısınmış adam gibi, geriye de yaslanmışım ki… Karımın suratı, yağmur bulutları gibi kapkara. Ne oldu der gibi çaktırmadan bakayım dedim, ayaklarımı gösterdi, baktım çoraplar dönmüş… Çorapları düzelttim ama, ne fayda, karım rezil olmuş gelen komşulara… Beni rezil ettin diye ensemde boza pişirdi.
Ya ben, ben ne oldum. Dr. Kolombo gibi kafamın içinde şimşekler çaktı. ‘’Dost başa, düşman ayağa bakar’’ sözü hemen aklıma geldi. Demek düşman burada, ‘’düşman evin içinde

Tamamını Oku