Patos bende bir şey
ve yabamın ucunda kuş taneleri,
mekir;
çocukluğuma dair cılız kelime.
En fazla gri sevişmeler,
kül rengi en bildiğim renk
birde meyve niyetine yediğimiz gelincikler;
biz ona haşhaş derdik
ve korkutmazdı bu kelime bizi,
kenger, dağ armudu, elma çiçekleri
ayva kurusu,
kurutulmuş dut ve pestil
ve büyüdük büyüdük büyüdük
bir şey varmış gibi
hiçbir şey yokmuş gibi.
Ve neden sonra
okul yolunda son hız koşasım gelir aklıma,
koşturan neydi bizi;
hayat desek hayat neydi ki?
çocukluk hayatı tınlar mı ki?
birde yirmi bir şubatlar,
o iri adamların gölgesinde
yarı şaka yarı ciddi
yerli malı haftası
ve ondan kalan kır gezileri
söğüt, kavak, kuşburnu
başkası girmedi hayatımıza
tanımadık başka sevgili,
Tarlalarda, yollarda,
harmanda ve evlerinde
yalnız ve suskun adamlardı babalar, amcalar
suskun ama bilgili;
sevmişler bizi
ve fakat göstermemişler
mahareti taçlandıran kutsi ve çilekeş kadınlar
mezarlar ve hayatımız yan yana
adamlar ve ölüm gibi
nereye baksak bir kır bilgeliği
o zamanlar tırpandı biçtiğimiz
ve değirmen unundan yapılmış
yumuşacık ekmekler
önce fabrika ekmeği verip şişmanlattılar bizi
sonra elimizden aldıkları kepekli ekmeği
rejim diye sattılar
alanda onlar satanda onlar
ne garip
kutsaldı buğday
ezan saati
ve en büyük oyunumuzdu gem sürmek
çocuklar bizden sonra ancak ismini öğrenebildi
oyunları alıp elimizden
tutuşturdular bir gam
geride bir bozkır bilgeliği
bir iki sımsıcak hatıra
en güzel günleri ömrümüzün
o gün bu gündür hep gam hep gam.
Kayıt Tarihi : 5.2.2009 08:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!