Âhh Beğim!
Ayak üstü kırk tür yalan demeyi,
Biz ne bilek beğim böyükler bilir;
Beytül Mal'ı çalıp çırpıp yemeyi,
Biz ne bilek beğim böyükler bilir..
Kürsülere çıkıp çıkıp atmayı,
Hazineden mala mülke katmayı,
Yalakalık yapıp, vatan satmayı,
Biz ne bilek beğim böyükler bilir..
Nasıl kıvırılıp, adam tavlanır?
Sâhibine göre nasıl havlanır?
Güçlü kayırılır garip avlanır?
Biz ne bilek beğim böyükler bilir..
Ateşi olmadan duman tütmeyi,
Nabza göre şerbet verip ütmeyi,
Çoban edâsıyla halkı gütmeyi,
Biz ne bilek beğim böyükler bilir..
Yalan dolan yani he mi siyaset?
Dilin kemiği yok salla hamaset!
Havada uçuşur havada kaset,
Biz ne bilek beğim böyükler bilir..
Tarsûsî nasılsak yönetim öyle,
Milletin lâyığı demek ki böyle,
Yarası olanlar gocunur söyle;
Biz ne bilek beğim böyükler bilir..
"Adem KAÇAR - 23/01/2019"
Adem KaçarKayıt Tarihi : 24.1.2019 00:12:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Nasrettin Hoca pazarda zeytin satıyormuş. İki üç sokak ileride oturan, yarı buçuk tanıdığı bir kadın gelmiş. Kadın: - "Zeytinlerin iyi mi hoca?" demiş. Hoca: - "Bak tadına!" Kadın: - "Ben orucum." Hoca: - "Mâdem oruçsun, zeytini al git, parasını sonra ver." demiş. Hocanın birdenbire aklına düşmüş; Ramazanlık değilmiş çünkü.. Hoca: - "Tuttuğun oruç ne orucu ki kadın!" Kadın: - "Üç sene önceden borcum vardı da, onları tutuyorum." Hoca zeytinleri vermekten vazgeçmiş. Kadın: - "Az önce al git dedin ya, şimdi ne oldu da vazgeçtin Hoca?" Hoca: - "Get işine anam, de get! Allah'a olan borcunu üç senede veriyorsan, kim bilir bizim borcu ne zaman ödersin.."
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!