Zaman iki ağzı keskin bıçak
Dünya tahtasında beden, yürek korlanmış ocak
Bir ağıt olur kuşların dili, kıyılmayı bekleyen bedene
Bir çıtırtıdır her ayak sesi, korlanmış yüreğe Ve sustukça daglar bir volkan kopar göklerden
Bohçamı vurur sırtıma, düşerim yollara..
Belki her ayak izime tekrar basarım..
Belki de vuslat vardır,
Gök kusağının son buldugu yere..
Başımı çevirmeye korkarak geriye,
Tas olur bedenin düşlerimizin düştüğü yerde..
İşte o an senin küçük yüreğin gelir gözlerimin önüne
Tohum olur göz yaşlarım gözlerine.
Ellerim ellerine güneş,
Ve türkülerim çoban yıldızı gök yüzüne..
Sana manâsız gelen öyle çok sözüm var ki,
Koynumdaki kesede..
Fakir çocuklara dağıtır gibi dağıtmak isterdim her bir zerresini,
Seslerin sustuğu yerde!
Zaman iki ağzı keskin bıçak!
Zamanı seninle bilemek isterdim.
Tenimi teninle yüceltmek, cücelerin içinde
bu kenti yıkmak isterdim,
Sensiz olan her evi yakmak!
Yakamozları toplayıp ceplerime,
Sana sunacağım günü beklerdim.
Dudaklarımı ıslatarak ıslıklarımla,
Voltalar atardım gönül hücremde..
Son bulduğu yerde; nefesimi vermezdim kimselere
Yalnız sen duyasın diye..
Şimdi nasıl yaşıyorum bilmiyorum
Hayat nedir? dersen onu da anlamıyorum
Yularımı Tanrı'ya verdim..
Yollarını seçmeye çalışıyorum!
Kayıt Tarihi : 14.6.2003 10:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Selda Baytaş](https://www.antoloji.com/i/siir/2003/06/14/boynumdaki-yular.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!