Pencerenin ardından,
Kırlangıçların gökyüzü dansını seyrediyordu.
Pencere kenarında biriktirdiği,
Menekşelerin açmasını bekliyordu.
Bütün gün yemek yapıp, çamaşır yıkayıp,
Ütü yapıyordu.
İşte bu kadını tam yüreğinden vurdum.
Bu ateşe kanımı döksem,
Söner mi bilmem!
Yarın, güneş tabii ki yeniden doğacak.
Elmalar dalında kızarmayı bekleyecek.
Kelebekler amaçsızca uçuşacak.
Pamuk şeker aldırabilmek için,
Küçük çocuk sahtekârca ağlayacak.
Yani, yarın olması gerektiği gibi bir gün olacak.
Bunları hiç beklemedim.
Yarının bir önemi yoktu.
Gözlerinde umut çiçekleri açan kadını
Tam yüreğinden vurdum.
Bu ateşe kanımı döksem!
Söner mi bilmem.
Dışarıda deli bir fırtına mı, ne var?
Yağmur mu yağıyor çılgınlar gibi?
Varsın fırtına olsun, yağmur yağsın bu saatten sonra ne çıkar?
Usulcacık giymeli miyim ayak kaplarımı.
Şapkamı alıp gitmeliyim.
Elli beş yaşına gelmişken çalacak kapı bulamamak ne kötü.
Böyle havalarda kırlangıçlar nerede uyur?
Belki mezarlıkta yatarım bu gece, bir ağacın gölgesinde.
Hiç tanımadığım birinin toprağına uzanarak.
Öleceksem, hiç olmazsa
Başım dik ölürüm. Yüreğim yaslı.
Kayıt Tarihi : 19.4.2016 13:11:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Rafet Selvi](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/04/19/boyle-havalarda-kirlangiclar-nerede-uyur.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!