'dünya ve ülke ., dünün çocuklarının bugünü., bugünün çocuklarının yarını boyayacağı bir boyama kitabı'
. . .
Penguenler bir sabah herkesten erken uyandılar... Dağlarda., düzlerde., denizde ve havada ne kadar kardelen varsa hepsini uyandırdılar... Cemreler de işte bunu bekliyorlardı... Onlar da
uyanan kardelenlerin ve penguenlerin yanına koştular., havada-suda ve toprakta düşe-kalka., el-ele oyunlar oynamaya., şarkılar söylemeye başladılar...
. ,
Biz ise bir kitapçı dükkanının raflarındaki siyaset-bilim-tarih ve felsefe kitaplarının harmanını yapıyor., yaşam tezgahındaki sıralamaları üzerine derin tartışmalar kuyusundan doğruyu çıkarmaya çalışıyorduk...
O sırada dükkanın arka odasında yürekleri kendilerinden büyük çocuklar vardı ve onlar hepsi birden aynı boyama kitabına., ellerindeki bahar renkli boyalarla birer köşesinden tutup., sımsıkı sahip çıkıyorlardı...
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim