BOYACI ÇOÇUK
VE EMEKSİZ PARA
Tarih;
2002 yılı, 10 Ocak.
Denizli’de yıllar sonra
diz boyunca yağan kar.
Kar güzel de-hoş da
zor katlanılır soğuk var.
Akşam vakti,
karımla birlikte
işten eve dönerken
yolumuz üzerinde
arabamı park ederek
uğramıştım bir dükkana.
Döndüğümde, karım dedi ki bana:
“ Mümtaz;
Bir boyacı çocuk gördüm,
girdi şu kahvehaneye
ama boyatmadı hiç kimse
bir çift ayakkabı bile,
çıkıverdi oradan hemence.
İleride yürüyordur,
yaklaşınca yanına
bir milyon vereceğim,
ona göre ayarla! .”
Ulaşınca yanına
açarak camı
seslendik kendisine
gösteripte parayı
almasını istedik.
Göz ucuyla baktı bir
almam bile demedi
devam etti yoluna,
sırtında sade kazak
omuzuna asılı
derme çatma kutuyla.
Kabul etmedi
emeksiz bir parayı.
dokunaklı bir ders verdi.!
Soğuk değildi bizi donduran artık
almıştık kıssadan-hisseyi! ..
O gün, bu gündür,
-O bir milyon lira-
bükülü durur,
cüzdanımın ucunda.
Boyacı çocuğun, onurlu duruşu
belirir hafızamda…
Elinde çoktu boya karası
Eminim cebinde yoktu parası
Ama yüzünde emeğin akı
Eve ekmek götürmekti amacı...
Erişelim bu kıssadan hisseye;
Emek ve dürüstlüktür asıl sermaye.
İthaf olunur bu yaşanmış hikaye;
Onu-bunu soyanlara,
Şerefsizce doyanlara! ..
(Denizli, Ocak 2002)
Zirve Beyazı/Uyanan Şiirlerim-kitabımdan
Kayıt Tarihi : 26.1.2011 00:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hikâyesi şiirde.....
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!